ANAL FİSSÜR TEDAVİSİ

Anal fissür tedavisi yani halk arasında makat çatlağı tedavisi günden güne daha çok insanın bilgi almaya çalıştığı bir başlık olmaya başladı. Anal fissür yani makat çatlağı rahatsızlığı beslenme tarzına bağlı olarak ülkemizde ve tüm dünyada muazzam bir şekilde artış göstermektedir.

anal fissür tedavisi

Anal Fissür Nedir?

Anal fissür yani diğer ismiyle makat çatlağı hemoroid gibi çok sık görülen bir makat hastalığıdır. Hemoroid problemi gibi çok ağrılı sorunların başında gelmektedir.

Anal fissür, dışkılama sırasında oluşan yırtık yada kesik benzeri yaraya denir. Bu kesik tarzı yaralar zamanla kanamalarda görülmektedir. Bazı hastalarda anal fissür sorunun arkasında daha ciddi problemler yatabilir örneğin kornik kabızlık, fıtık,kalın bağırsak hastalıkları gibi önemli hastalıklar görülebilir.

Anal fissür tedavisinde diyet önerileri bitkisel yada kimyasal gliseril nitratlı kremler, sprey,  botox, sıcak banyolar cerrahi tedaviler kullanılır. Anal fissür rahatsızlığının akut yada kronik olmasına göre tedavi uygulanır. (Referans 1)

Anal fissür tedavisinde basit yöntemler

Anal fissür tedavisi yani makat çatlağı tedavisi için en temel düzenleme diyettir. Çünkü kabızlık hem anal fissür hem de hemoroid rahatsızlıklarının temel nedenidir. Beslenme önerileri olarak bol lifli posalı gıdalar tüketerek günde en az 2lt su tüketilmesi bunun yanında bol baharatlı yiyeceklerden uzak durulması ve acı tüketilmemesi önerilmektedir. Günlük ihtiyacınız olan lif miktarı ortalama 25gr civarındadır. (Referans 2)

Beslenme dışında ılık su banyoları tavsiye edilebilir. Günde bir iki kes 15 dk süreli ılık suda oturma banyosu ve 5-6 dk lık buz kompressinin beraber uygulanması çok tavsiye edilmektedir. Bu yöntem ile kand dolaşımı hızlanmakta ve sorunlu bölgenin iyileşme süreci hızlanmaktadır.

Anal fissür tedavisi, mutlaka uzman bir doktor tarafından bilgi alınarak uygulanmalıdır. Piyasada ameliyatsız olarak anal fissür’ü iyileştirmeye yönelik spreyler de mevcuttur.

anal fisür tedavisi

Anal fissür tedavisinde ameliyat tedavisi

Anal fissür yani makat çatlağı tedavisinde ameliyat çok sık uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. Ameliyat öncesi lavman uygulanabilir. Ameliyat genel anastezi (narkoz) veya belden uyuşturma ile gerçekleştirilir. Ameliyatta uygulanan tekniğe lateral internal sfinkterotomi denir. Bu teknikte amaç iç makat kasının doktor tarafından kesilmesidir. Fakat bu teknik bazı hastalarda çok etkili olmamaktadır. İç kasların kesilmesi hastada gaz ve dışkı kaçırma gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu gibi rahatsızlıklardan dolayı artık son dönemlerde botoks tedavisi uygulanmaktad ve tercih edilmektedir. Anal fissür‘ün lazer ile yakılması da çok sık tercih edilen tedavi yöntemidir.  Bunun yanında yaranın üzeri hastanın kendi dokusu ile de kaplama işlemi yani “mukozal flep” olarak bilinen teknikte son dönemlerde tercih edilmektedir.

KABIZLIK TEDAVİSİ

Kabızlık hemoroid ve anal fissür başta olmak üzere birçok makat rahatsızlığına neden olan en yaygın problemdir.

kabızlık tedavisi

Kabızlık Nedir?

Kabızlık, bağırsak hareketlerinin azalmasıyla oluşan boşaltım güçlüğü durumudur. Tüm dünyada çok sık görülen bir gastrointestinal problemlerin başında gelir.

Her insanın bağırsak hareketliliği farklılık gösterse de haftada 4 defadan daha az tuvalete çıkıldığında dışkı sert ve kuru görülmesi kabızlığın olduğunu göstermektedir.

Yaşam tarzı ve beslenme tarzına göre kabızlık durumu da geçici bir durumdur. (Referans)

Kabızlığın Semptomları (Belirtileri)

Çok sık tuvalete gitmemek ve bağırsak hareketlerine sahip olmamak kabızlık sorunu çektiğimiz anlamına gelmez. Ama son dönemlerde aşağıdaki belirtileri siz de yaşıyorsanız kabızlık sorunu çekiyorsunuz anlamına gelebilir.

Dışkı yaparken aşırı zorlanmak

Haftada en az 3 veya daha az tuvalete gitmek

Dışkının sertliği

Rektal olarak tıkanıklık hissi

Sürekli tuvalete gitme isteği

Dışkının rahatlıkla çıkmaması

Kabızlığın Ana Nedenleri Nelerdir?

  • Aşırı stres
  • Uzun süreli oturarak çalışmak
  • Tuvalet ihtiyacını erteleme
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Lifsiz besin yeme alışkanlıkları
  • Yetersiz su tüketimi
  • Şeker hastalığı
  • Spastik kolon rahatsızlığı
  • Gebelik
  • Hormonel değişiklikler
  • Vücuttaki tuz kaybı
  • Kemoterapi
  • Omurilik yaralanmaları
  • Felç
  • Kullanılan bazı ilaçlar
  • Hemoroid ve Anal fissür rahatsızlığı

Aynı zamanda kolon kanseri, divertikülit ve hemoroitler gibi diğer hastalıklarla da ilişkilendirilebilir. Kabızlıkla mücadele için çeşitli tedaviler ve kolay yöntemler vardır. Bunu yapmanın en etkili yollarından biri meyve yönünden zengin bir diyeti takip etmektir. Sindirim sistemini hızlandıran farklı besinler içerirler. Ve vücuda çok fazla çözünmeyen lif sağlarlar.

Tedavi Yöntemleri

Kabızlık problemiyle mücadele için hayat tarzınızda ve beslenmenizde yapacağınız ufak değişiklikler yeterli olacaktır. Fakat ileri seviyede ciddi rahatsızlık yaşayan hastalar medikal desteğe ihtiyaç duyabilirler.

Yaşam tarzı ve beslenmede yapmanızı önerdiğimiz değişiklikler;

Yüksek oranda lif içeren gıdalar tüketmeye özen göstermeniz

Hareketli bir yaşam için düzenli egzersiz ve spor yapmanız

Sıvı alımınızı artırın günde en az 2lt su içmeye özen gösteriniz

Tuvalette geçirdiğiniz vakti azaltın. Nasıl kütüphaneyi wc olarak kullanmıyorsak wc yi de kütüphane olarak kullanmamalıyız.

Tuvalet ihtiyacınız geldiğinde sakın ertelemeyin zamanında wc ye gitmeye özen gösterin

Müshil tarzı ilaçlar vücutta bağımlılık yaratabilirler bu nedenle sadece doktor tavsiyesi üzerine kullanılmalıdır.

İlerleyen durumlarda mutlaka doktora görünmelisiniz.

KABIZLIĞA İYİ GELEN YİYECEKLER

Posalı yani lifli gıdaların kabızlık sorunuyla mücadelede etkili olduğu bilinmektedir. Aşağıda listelediğimiz yiyecekler kabızlıkla mücadelede size büyük kolaylık sağlayacaktır.

Harward Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre,

Lif kaynağı yönünden zengin yiyecekler

Yiyecek İçerdiği lif oranı
Bezelye (pişmiş) 16.3
Siyah fasülye 15.0
Enginar (pişmiş) 10.3
Ahududu 8.0
Kepekli buğday 5.3
Yulaf 4.0
Kabuklu elma 4.4
Brussel lahanası 4.1
İncir (kuru) 1.6

(Referans)

Ispanak

Tam bir vitamin deposu olan ıspanak sindirim sistemini hızlandırıp hazmı kolaylaştırdığı gibi kabızlığı önleme de etkilidir.

Az pişirildiğinde yada çiğ olarak tüketildiğinde tam bir lif deposudur. Çiğ tüketmekten hoşlanmayanlar için haşlanmış ıspanak ile bal tüketimi kabızlıkla mücadele için etki bir tarif olacaktır.

Lahana

Diğer lif yönünden zengin olan sebzemiz lahanadır. Sindirim sistemini hızlandırır ve kabızlığı önler.

Haşlanmış lahana yapraklarının suyunu günde aç olarak 2-3 kez tüketmeniz kabızlık sorunundan kurtulmanıza yardımcı olacaktır. Tadından şikayetçi iseniz balla tatlandırabilirsiniz.

Elma

200gr elmada ortalama 7 gram lif kaynağı bulunmaktadır. Bu nedenle lif yönünden zengin elma tüketimi kabızlıkla mücadele için çok önemlidir.

Daha önceki basura iyi gelen yiyecekler yazımızda da bahsettiğimiz suda çözülebilen lif ve çözülemeyen lifler konusunda elma çok cömert bir meyvedir ve her iki tip lifi de içerisinde yeterince barındırır. Burada önemli olan konu elmanın kabuğu ile tüketilmesidir.

Erik

Potasum, magnezyum, fosfor, demir ve A,B,C grubu vitaminleri barındırmasından dolayı zengin içeriğe sahip olan erik kabızlık sorunu için imdadımıza yetişen bir meyvedir. Sindirim sistemini hızlandıran bir etkiye sahip olan erik aynı zamanda idrar söktürmeye yardımcı olur.

Taze olarak tüketebileceğiniz gibi komposto hazırlayarak kış boyu düzenli olarak tüketebilirsiniz.

Pırasa

Mide ve bağırsak sistemine olan faydasından dolayı önemle tüketilmesi tavsiye edilen pırasa da kabızlık için şifa kaynağıdır. Lif yönünden zengin içeriğe sahip olmasının yanında içerisinde bol vitamin, mineral ve çeşitli yararlı bileşenleri içermektedir.

Özellikle zeytinyağlı pırasa yemeği kabızlık sorununda ve bağırsak problemlerinde oldukça etkilidir. Kış aylarında sık sık tüketilmesi tavsiye edilmektedir.

Enginar

Yüksek lif oranı ve vitamin içeriği ile enginar da mutfağımızdan eksik etmememiz gereken bir yiyecektir. Zeytin yağlı enginar yemekleri hem lezzet hem de sağlık açısından kabızlık problemlerimiz için çok önemlidir.

İncir

Vücudumuzda oluşan toksitleri atma özelliğinin yanında bağırsak florasının yenilenmesi, kılcal kurtlardan kurtulma ve yüksek lif oranı sayesinde kabızlıkla mücadele konusunda oldukça başarılı olan incir’i bol bol tüketmeliyiz. Ülkemizde yetişen bu mucizevi meyveyi yaz aylarında taze kış aylarında kurutulmuş halde rahatlıkla bulabiliriz.

Kabızlık sorunu yaşayanlar için önerdiğimizi incir kürü adeta bir iksir gibi imdadınıza yetişmektedir. Fakat yüksek şeker oranından dolayı bu kürü şeker hastalarının kullanmasını tavsiye etmiyoruz.

3-4 adet kuru inciri akşamdan suya koyun ve sabah aç karnına yiyerek bağırsak faaliyetlerinizi hızlandırabilirsiniz. Aynı zamanda içerisinde beklettiğiniz suyu da içerseniz kabızlık sorununda iyi bir sonuç elde edersiniz.

Anal fistül ve Anal fissür birbirinden çok farklı iki rahatsızlık olsa da yazılış benzerliği nedeniyle makat hastaları tarafından çok sıklıkla karıştırılabilir. Anal fistül ve anal fissür farklılıkları nedir? Bu yazımızda bu farklılıklara ve tedavi yöntemlerine değineceğiz. Eğer sizde yada çevrenizde bu rahatsızlıklar varsa deneyimlerinizi ve tedavi tavsiyelerinizi yorumda diğer okuyucularla paylaşınız.

Anal Fistül Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Anal fistüllerde kendi kendine iyileşme gibi bir durum yoktur. Zaman kaybı durumu kötüleştirmekle birlikte o bölgenin çilt kanseri olma olasılığını artırmaktadır.

Anal fistül ve anal fissür farklılıkları

Anal fistülün tedavisi cerrahi müdehaledir. Antibiyotik tedavisi ancak destek amaçlı kullanılabilir fakat iyileştirici bir etki etmemektedir. Fistülün cerrahi tedavisinde içinde iltihap bulunan kanal açılır ve içeri si kazınır. Bu işlem sırasında anal sfinkterler de etkilenir. Bu etkinin ne kadar büyük olacağı operasyonu yapan cerrahın deneyimi ile ilgilidir.

Fistül tedavi edilmezse ne olur?

Fistül tedavi edilmezse yıllar içerisinde gelişir ve tedavi imkanı gittikçe zorlaşabilir. Fistüldeki iltihap süreci kansere davetiye çıkarabilir. Bölgenin sürekli iltihaplı ve akıntılı olmasından dolayı anüs civarında mantar gelişebilir ve kaşıntıya neden olur.

Anal Fistül Nedir?

Anal fistül, anal kanalın epitelize yüzeyi ile genellikle perianal deri arasındaki kronik anormal bir iletişimdir. Anal fistül, anal kanaldaki iç açıklığı ve anüs yakınındaki derideki dış açıklığı ile dar bir tünel olarak tanımlanabilir. Anal fistüller sıklıkla anal apse geçmişi olan kişilerde görülür. Anal apseler düzgün iyileşmediğinde oluşabilirler. (Referans 1, Referans 2)

Anal fistül sebepleri nelerdir?

Anal fistüller aşağıdaki semptomlarla ortaya çıkabilir: (referans3)

Akut ishal atağı, Yabancı cisim yada sert dışkılamanın yaptığı travmalar, İltihaplı anal fissürler, İltihaplanan anal hematomlar, Bağırsak  parazitleri, Makattaki kıl kurtları, Crohn hastalığı, Ülseratif kolit, Tüberküloz, Bağırsak mantarları, Kanserler, Karın içi alt bölge iltihapları, Ciddi genital enfeksiyonlar

Anal fistül belirtileri nelerdir?

  • Makatta ve çevresinde ağrı, şişkinlik
  • Makatta kaşıntı ve yanma
  • Oturmakta güçlük
  • Makatta kızarıklık
  • Makattan dolgunluk hissi
  • Makat çevresinde kötü kokulu ve ya kanlı akıntı
  • İç çamaşırda kirlenme akıntı
  • Ateşlenme
  • Ağrılı idrar yapmak
  • Kabızlık

Anal fistül nasıl teşhis edilir?

Makatta fistül tanısı büyük oranda muayene ile konur. Muayenede fistül dış deliği görülür, stile ile içeriye ne kadar gittiği kontrol edilir ve iç deliğinden stilenin çıkışı görülerek iç deliği tespit edilir. Bazı hastalarda ise bu muayene mümkün olmaz. Bu hastalar için kesin tanı Perianal MR ile konur. Gerekirse anal ultrasound veya tomografi yapılabilir.

Anal Fistül Tedavisi?

Anal fistülün tedavisi cerrahidir. Tedavide antibiyotiklerin yeri pek yoktur. Ağızdan ya da o bölgeye sürülerek uygulanan antibiyotik tedavisi ile iltihabın kurutulması, akıntının giderilmesi söz konusu değildir. Yine bu bölgeye tedavi amaçlı fitil, krem, pomad ve de krem uygulamasının bir anlamı bulunmamaktadır. 

Anal Fissür Nedir?

Büyük ölçüde kabızlığın neden olduğu makat hastalıklarından biri de Anal Fissür olup, daha anlaşılır bir tabirle belirtmek gerekirse halk arasında makat çatlağı olarak da bilinir.

Anal fissür nedir

Anal fissür (makat çatlağı) belirtileri nelerdir?

Anal fissür yani makat çatlağı sorunu yaşayan tüm bireylerde hastalığın belirtileri hemen hemen aynıdır. Fakat çatlağın boyutuna bağlı olarak hissedilen belirtilerin şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir. En yaygın belirtiler şu şekildedir:

Makatta Ağrı

Hastalar sıklıkla dışkılama sırasında meydana gelen yanma ya da yırtılma gibi bir his ve şiddetli ağrı tanımlarlar. Ağrı dışkılama sonrası dakikalar ya da saatlerce sürebilir. Ağrı; makat iç kasının (sfinkter kası) kasılmasına (spazm) bağlıdır. Hastalar çoğunlukla ağrı nedeniyle dışkılamadan kaçabilir ve dışkıyı geciktirmesine bağlı olarak dışkı daha da sertleşir ve buda yırtığın daha da derinleşmesine neden olur. Böylelikle, hasta bir kısır döngü halinde bu yakınmaları yaşar ve şikayetleri giderek daha belirgin hale gelir.

anal fisür tedavisi

Makatta Şişlik

Çatlağın dış kenarında şişme sonucu cilt kabartısı, tahrişi gelişebilir. Makat bölgesinin temizliği sırasında hasta tarafından fark edilir.

Makatta Kanama

Genellikle az miktarda parlak, kırmızı kanamadır ve hastaların yaklaşık % 70’inde tuvalet kağıdında ve dışkı üzerinde kan görülür. Ancak aynı yakınmalar hemoroid hastalığı ve kalın bağırsak kanserinde de olabildiği bilinmelidir.

Anal Fissür (Makat Çatlağı) Tedavi Yöntemleri

Anal fissür tedavi yöntemlerine diğer yazımızda ayrıntılı değinmiştik kısaca özetlemek gerekirse;

Anal fissür tedavisi cerrahi olabildiği gibi krem ve sprey ilaçlarla da tedavi sonuç verebilmektedir. Son zamanlarda kullacılar tarafından sıklıkla önerilen ve yorumlanan memethol bariyer sprey de anal fissür semptomlarının tedavisinden oldukça olumlu sonuçlar verebilmektedir. Eğer sizin ve çevrenizdekilerin de anal fissür rahatsızlığı bulunuyorsa deneyimlerinizi ve tedavi yöntemlerinizi yazımızın altındaki yorumlar kısmına paylaşarak diğer okuyucularımıza da yol gösterebilirsiniz.

Hemoroid Hastalığında Yaşam Şekli ve Beslenmenin Önemi

Hemoroid hastalığının bireylerin yaşam kalitesini düşürdüğü bilinen bir gerçekliktir. Hastalığın
öyküsü insanlık tarihi ile eş zamanlı bir gelişim tablosu çizmektedir. Milattan önce 1700-1500
yıllarında yazılmış olan papirüslerde dahi anal patolojiler geniş yer bulmuştur.
Hemoroid hastalığı ile ilgili çalışmalar yapan bilinen ilk Türk hekimlerden olan Şerafettin
Sabuncuoğlu (1385-1470) hemoroid hastalığının en önemli nedenlerinin başında kabızlık
geldiğini yazmaktadır.


Günümüzde bilinen yapısı ile incelediğimizde bilindiği üzere hemoroid aslında bir alt sindirim
sistemi hastalığıdır.
Sindirim sistemi en genel tanımı ile; alınan besinlerin en küçük parçalarına kadar ayrıştırıldığı  sonrasında ise besin ögelerinin, mineral ve suyun vücuda alındığı kompleks bir yapı olup; ağızda
başlayıp anüste bitmektedir. Hemoroid hastalığı; sindirim sistemimizin alt kısmı ve atıkların dışarı atımında görev alan anüs adlı bölgenin basınç vb. etkiler ile tahrip olması ve bu tahribatın sürekliliği
ile hemoroid yastıkçıklarının doğal yapısının bozulması ile oluşan hastalıktır.  Hemoroid sorunu olan kişilerde, sağlıklı kişilere oranla venler genişler, damarlarda pıhtılar oluşur (tromboz), bölgede kas ve
bağ dokularında sarkmalar meydana gelir.  Sinir uçlarının da yoğun bulunduğu bu
alanda gerek bozulan yapı gerekse basınç vb. etkiler ile büyük bir ağrı hissedilmekte, doku
bütünlüğünün bozulması ile kanamalar meydana gelmekte, kanamanın ve steril olmayan anal
bölgenin yapısı dolayısı ile de kaşıntı ve mikroorganizmaların oluşumu gerçekleşmektedir.
Kanamaların ve doku hasarının kronik olarak artışına ek olarak damarlarda sarkmanın ve pıhtı
oluşumunun etkisiyle hemoroid memesi oluşumu gerçekleşmektedir.
Hemoroid hastalığı anlaşıldığı üzere bireylerde ağrı, acı, kanama, meme oluşumu ve yoğun bir
kaşıntıya sebep olabilmekte ve bireylerin konforu ile yaşam kalitesini bir hayli azaltmaktadır.

Hatta hemoroid nedeni ile hastaların hareket kabiliyetinde büyük bir azalma gözlemlenmiştir.
Kolon ve Rektum Cerrahi Derneği’nin yayınlamış olduğu kitabında konuyla ilgili şu şekilde bir
anekdot yer almaktadır.
‘’Ünlü Fransız lider Napolyon Bonapart Waterloo Savaşı’na akut hemoroid ağrıları nedeni ile
liderlik edememiş ve bu sebeple savaşı İngiliz Amiral Nelson’un orduları kazanmıştır. Bu savaş
(dolayısı ile bu zor hastalık) Fransa ve İngiltere’nin tarihlerinin şekillenmesinde büyük önem
arz etmektedir’’
Anekdot gerçek midir, değil midir bilinmez fakat hemoroidin yaklaşık olarak 4000 yıldır bilindiği
ve çeşitli yöntemlerle tedavi edilmeye çalışıldığı tahmin edilmektedir. En fayda görülen
yöntemler ise beslenme temelli yaşam şekli değişiklikleri olarak belirtilmektedir.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi hemoroidde de maalesef genetiğin büyük etkisi
bulunmaktadır. Genetik etmenler, geçirilmiş rektal cerrahiler, spinal kort yaralanmaları,
karaciğer hastalıkları, karın boşluğunda sıvı birikmesi gibi müdahale edemeyeceğimiz fizyolojik
durumlarda direkt olarak hekim desteği ile tedavi önerilmektedir.
Fakat, yaşam şekli de hastalığın gidişatını yönetmede rol alan büyük etmenlerdendir ve
hastaların konforu için son derece mühimdir.
Özellikle hemoroid gibi hastalıklar için hekime başvurma oranımız kültürel sebepler ve
çekinme kaynaklı olarak maalesef çok düşük iken, yaşam şekli değişiklikleri bizler için başarı
elde etme hususunda büyük önem taşımaktadır.


Peki anorektal hastalıklardan korunmak adına ve bu hastalıklar süresince yakınmayı azaltmak adına
yaşam şekli değişikliği olarak neler yapılmalıdır? Öncelikle hastalığın yapısını düşünecek olursak hastaların konstipasyon (kabızlık) yaşamaları veya kronik olarak diare (ishal) olmaları; doğal
bir yapı olan hemoroidal yastıkçıkların hasarına sebep olmakta ve ağrılı bir süreç meydana gelmektedir.
Bu sebeple beslenme şekli değişikliklerine konstipasyon ve diyareyi önleyecek şekilde lif ve sıvı
tüketimini artırarak başlamak en etkili yollardan olacaktır. (Böbrek fonksiyon bozuklukları veya

diğer herhangi bir sağlık sorunu varlığında burada bulunan önerilere uymak için doktor veya
uzman görüşü almak önemlidir)


Bir diğer hemoroid risk etmeni ise aşırı kilolu olmak veya obezite halidir. Alınan her fazla kilo
karın içi basıncı artırdığı için hemoroidal yapının bozulmasında rol oynamaktadır. Kilo problemi
olan hastalarda uzman gözetiminde zayıflamaya yönelik tıbbi beslenme tedavileri önerilmektedir.
Bireylerin tuvalet alışkanlıkları da hemoroid hastalığı için kilit taşlarından birini oluşturmaktadır. Dışkılama sırasında ‘aşırı ıkınma’ rektum iç yapısını tahribata uğratabileceği için kesinlikle  önerilmemelidir. Dışkılamayı ‘erteleme’ ve ‘uzun süre tutma’ da yine aynı hasarı artırabileceğinden
önerilmemektedir.
Son zamanlarda tuvalette kalma süreleri ile ilgili yapılan çalışmalarda süre uzadıkça anorektal
hastalıklar ve özellikle hemoroid riskinin oldukça arttığı bulunmuştur.
Doğru dışkılama alışkanlığını kolay edinmek için yine beslenme önerileri dikkate alınmalı,
kronik kabızlıkla ilgili problem yaşanıyor ise hekim kontrolünde (hekim uygun gördüğü
takdirde) dışkı hacmini artıran ilaçlar kullanılmalıdır.
Başka bir madde olarak ise uzun süre oturmak ve ayakta kalmak hususlarından söz edilebilir.
Teknolojinin gelişim evreleri göz önüne alındığında oturarak/masa başı çalışma büyük bir artış
göstermiş ve bu artış hem bireylerin fiziksel aktivitesini azaltmış hem de kilo alımına neden
olmuştur ve böylece rektum bölgesi sürekli bir basınca maruz kalmıştır.
Sürekli oturmak gibi sürekli ayakta kalmak ta aynı şekilde hemoroid oluşumunu desteklemektedir.
Hemoroidden kaçınmak için bu hususlara dikkat etmek; spor ve çalışma esnasında kesinlikle karın içi
basıncı artıracak şekilde ağır kaldırmamak son derece önemlidir.


Acı ve baharatlı beslenme şekli ise hem hemoroid oluşumunun nedenlerinden olup hem de
hemoroidli bireylerde bölgeyi tahriş edip ağrı, kanama gibi semptomların artışına sebep
olmaktadır.

Bu sebeple hemoroid hastalarında acı baharatlı, kafeinli besinler akut dönemde
önerilmemektedir ve ayrıca alkol tüketimindeki artışın da yakınmaları artırdığı bilinmektedir.
Bu tarz besinlerin yerine diyet reçetelerine haşlanmış sebzeler, tahıllı gıdalar, kuru yemişler,
meyveler, rahatsız etmediği takdirde çiğ sebzeler, baklagiller, tam tahıllı olacak şekilde ekmek
türevler eklenebileceği belirtilmektedir.
Hemoroid yakınmalarından kurtulmak için uygun bir diyetle beslenmek çok önemlidir. Engel
teşkil edecek herhangi bir rahatsızlık olmadığı sürece bu dönemde zeytinyağlı yemekler ve
doğal besinler tüketilip günde 2 L civarında su tüketmek ve bol lifli beslenmek önerilmektedir.


Akut atak dönemlerinde Ketçap, çikolata, asitli içecekler, alkol, hamur işleri, konserve gıdalar, tuzlu ve yağlı gıdalar, baharatlı gıdalar turunçgiller, çay ve kahve, kebap ve benzeri gıdalar, fast food ürünleri, turşu ve ağrı kesici ilaçların kullanımı önerilmemektedir.
Hamilelik döneminde ise kadınların %10- 15’ inde karın içi basınç sebebiyle hemoroid ciddi bir sorun oluşturur.
Hatta kadınların %25-30’ u doğum sonrasında tromboze hemoroid geliştiği
belirlenmiştir. 39. Haftadan sonra doğum yapan kadınlarda bu oranın çok daha yüksek
olduğu görülmüştür. Gebe kalmayı planlayan anne adaylarına hamilelik öncesi kilo verip ideal
kiloda hamile kalmak, veya hamilelik sırasında ay başına 1-1,5 kilogramdan fazla kilo
almamak önerilmektedir.
Genel olarak hemororidden korunmak ve hemoroid yakınmalarını en aza indirmek için
posadan zengin ve bol sıvı içerikli bir beslenme tarzı, tuvalette uzun zaman geçirmemek, spor
ve düzenli egzersiz yapmak (Halter ve güreş gibi ağır sporlardan uzak durma) tahıl, bakliyat,
sebze ve meyvelerin dengeli şekilde alınması bağırsak hareketlerini arttırıp ve hemoroid ile
mücadelede çok yararlıdır.

Burada yazılmakta olan bilgiler genel geçer sağlık kuralları olup herhangi bir semptom
hissedildiğinde öncelikle hekim muayenesi önerilmektedir.

Anal hematom cilt altındaki damarların basınçtan dolayı yırtılıp kanamasına denir.

Makat bölgesi kan dolaşımının en yoğun olduğu yerlerden biridir. Bu bölgedeki kirli kan taşıyan damarlar ile genel sindirim sistemi damarları arasında birleşmeler olabilir. Makat bölgesindeki basıncın artması bu damarların aniden yırtılmasına ve cilt altında kanamasına yol açar.

anal hematom

Halk arasından makadda kan toplanması olarak bilinen anal hematom, çoğunlukla hemoroid sanılmakta ve doktora hemoroid şikayetiyle gitmektedirler veya doktora gitmeyip hemoroid için tedavi yöntemleri kullanabilirler.

Anal Hematom Belirtileri

Anal hematom’un asıl sebebi makat bölgesinde oluşan basınçtır. Genellikle kabızlık dolayısıyla ıkınmaya bağlı basınç veya doğum sırasında kadının ıkınmasına bağlı basınç anal hematoma sebebiyet vermektedir. Uzun süre tuvalette kalan kabızlık problemi yaşayan hastalar ıkınarak damarlardaki basıncı artırmakta ve hem toplar damarların yapısını bozmakta hemde kılcal damarların yırtılmalarına sebebiyet vermektedir. Yırtılan kılcal damarlar cilt altında kan birikmesine ve anal hematom oluşmasına sebebiyet vermektedirler. Pıhtılaşmanın meydana geldiği bölgeden cilt dışına akan koyu vişne rengi bir kanama anal hematom sorununun ortaya çıktığı anlamına gelmektedir.

Yeni doğum yapmış kadınlardaki anal hematom’un nedeni  doğum sırasında aşırı ıkınma ve basınç nedeniyle kılcal damarların çatlamasıdır.

Yırtılan kılcal damarlardaki kan cilt altında birikir ve damardaki kan basıncıyla eşitlene kadar burada birikme devam eder ve durur. Biriken kanların pıhtılaşması anal hematomun gözle farkedilir şekilde olmasına neden olur. Hastada ilk belirtei aniden gelişen ağrılardır. Hiçbir problemi yokken aniden oluşan sancı çok zorlayıcı bir sancı olup ağrı kesiciler fayda göstermeyebilir. Zamanla hasta makatta şişkinlik olduğunu fark eder ve şişkin olan bölgenin rengi mor renklidir.

Anal Hemetom Tedavisi

Anal Hematom ağrısının ortadan kaldırılması için gerilmeyi önlemek gerekmektedir. Anal Hematomun yaptığı gerilmeyi ortadan kaldırmak için hastaya lokal anestezi uygulanarak hemotom oluşmuş şişkinliğe ufak bir kesik atılarak içersi boşaltılır ve pansumanla kapatılır. Kısa süreli bu tedavi işlemi sonrası hasta ağrıdan kurtulmuş olur. Diğer bir tedavi yöntemi de bölgedeki damarların içerisindeki kan akışını hızlandıran ve damarların doğal yapısına kavuşmasını sağlayan spreyler eczanelerde satılmaktadır. Doktorunuza ve eczacınıza mutlaka danışarak kullanmalısınız.

Anal Hematom Tedavisi Sonrası Yapılması Gerekenler

Anal Hematom tedavi sonrası hastaya oturma banyoları önerilir. Bu banyolar makat bölgesindeki kan akışını hızlandıran ve damarları rahatlatan ılık su banyolarıdır. Banyo sonrası anal bölge kurulanıp rahatlatıcı kremler veya sprey kullanılabilir.

Tedavi sonrası dikkat edilmesi gereken en önemli husus hastanın kabız olmamasıdır. Günlük en az 3litre su içilmesi ve lifli yiyecekler tüketmek kabızlıkla mücadelede oldukça etkilidir. Bu dönemde baharatlı ve aşırı acılı gıdalardan uzak durulmalıdır.

İyileşen hemoroid hastaları tekrar hemoroid olur mu?

İyileşen hemoroid hastaları tekrar hemoroid olur mu? Geçmişte hemoroid hastalığına kapılan ve iyileşen hastalarda tekrar hemoroid görülme olasılığı oldukça yüksektir. Hemoroid yani basur rahatsızlığının temel nedeni olan kabızlık ve aşırı ishal durumu uzun sürdüğü durumlarda makat hastalıklarının olması oldukça muhtemeldir. Bu nedenle hangi tedaviyi uygularsanız uygulayın beslenme düzeni ve bağırsak sağlığınıza önem vermediğiniz sürece hemoroid gibi makat hastalıklarından kurtulmanız pek mümkün olmayacaktır.

Peki her tedavi sonrası hastalığa yakalanma oranı aynı mı?

2004 yılında 231 insan üzerinde yapılan klinik bir çalışmada ameliyat sonrası geri görülme olasılığı yüzde 6.3 olarak belirtilmiştir. Evde tedavi sonrası tekrar görülme olasılığı yüzde 25.4 olarak görülmüştür. Kanama ağrı ve meme oluşu şikayetleri olan dış hemoroid hastaları ameliyat sonrası daha düşük orada aynı hastalığa yakalanmış ve aynı semptomlardan şikayet ettikleri gözlemlenmiştir. (Referans 1)

Aynı klinik çalışmalarda yayınlanan aşağıdaki tabloya bakıldığında normal tedavi gören hastaların tekrar hastalığa yakalanma oranları cerrahi operasyon geçirmiş hatalara oranla 4 kat daha fazla olduğu görülmektedir.

 

Doğal tedavi yöntemleri ve Cerrahi Grupların Risk Faktörü Analizi (Referans 2)

Sonuçlar göstermiştir ki hemoroid tedavi şekli ne olursa olsun kesin çözüm diye bir kavramdan bahsetmek çok zor olacaktır. Beslenme düzeni ve bağırsak düzenine dikkat edilmediği sürece uzun süre yaşanacak olan kabızlık ve ishal gibi etmenler hemoroid rahatsızlığına tekrar sebebiyet verebilmektedir.

Makat Kaşıntısı

Makat kaşıntısı, makat etrafında insanı rahatız ve huzursuz eden sürekli kaşıntı olması durumudur. Latince ismi “pruritus ani” dir. Hastada karşı konulamaz bir kaşıntı isteği oluşmaktadır. Özellikle de geceleri ve dışkı sonrası bu rahatzılık artar ve bazen dayanılmaz seviyede olabilir. Bazen kaşıntıyla birlikte yanma ve akıntı problemi de olabilmektedir.

makat kaşıntısı

Makat Kaşıntısının Sebepleri?

(Referans)

Makat kaşıntısının birden çok nedeni olabilmektedir. En çok bilinen sebepleri;

  • Dışkılama sonrası terle birlikte anüs etrafının nemli kalması
  • Makat çevresinin aşırı temizlenmesi
  • Alkol ve asit içeren içecekler ayrıca kafein içeren içecekler şikayetleri artırabilir.
  • Bazı gıdalar da şikayetleri artırmaktadır. (çikolata, baharatlı yiyecekler, domates, çilek, kuruyemiş)
  • Parazitler (kıl kurdu vb.)
  • Hemoroid, anal fissür gibi makat hastalıkları
  • Deri enfeksiyonları (egzama, dermatit, psoriazis)

    hemoroid

Makat Temizliği?

Bilinçsizce yapılan makat temizlikleri makat kaşıntısının başlıca sebebi olabilmektedir. Dışkılama sonrası yetersiz makat temizliği ve aşırı yapılan makat temizliği makat kaşıntısına yol açabilmektedir. Özellikle tuvalet kağıtları ile aşırı seviyede yapılan temizlik gayreti deride tahrişe neden olabilmektedir. Bu bölgeye uygulanan ıslak mendil, sabun ve bazı kozmetik antiseptikler makat bölgesindeki tahrişi artırmaktadır. Bu durumun tam aksine yeterli temizliğin yapılmaması durumunda da dışkının bu bölgede kalarak tahrişe yol açması da kaşıntıya sebebiyet vermektedir.

En sağlıklı temizlik bu bölgenin su ile temizlenip nemli kalmaması için tuvalet kağıdı ile kurulanması şeklinde yapılmasıdır.

Makat Kaşıntısı (Pruritus Ani) Tedavisi

Önclikle tanı için uzman bir doktora gidilmesi ve şikayetlerin tam olarak anlatılması gerekmektedir.  Dikkatli bir muayene ile kaşıntının sebebi bulunabilir. Kaşıntının altında daha ciddi sorunların olup olmadığı incelenebilir. Bu nedenle hastadan endoskopi, dışkı incelemesi, anal muayene istenebilir.

Makat Kaşıntısında Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Makat bölgesi sadece su ile temizlenmeli herhangi bir antiseptik, sabun kullanılmamalı
  • Makat bölgesi tuvalet kağıdı gibi kuru cisimlerle silinmemelidir.
  • Aşırı sürtünmeden uzak durulmalıdır.
  • Alkol ve antiseptik madde içermeyen ıslak mendiller kullanılmalıdır.
  • Makat bölgesini kaşımak, kaşıntıyı daha da artıracağı için bu bölgeyi kaşımaktan kaçınılmalıdır.
  • Makat bölgesi pudra(parfümsüz) veya ped ile kuru tutulmalıdır.
  • Banyo sırasında da sabunla anal bölge temizlenmemeli duru su ile yıkanmalıdır.
  • Beslenme düzenine dikkat edilmeli ve asitli gıdaları tüketmemeye özen gösterilmelidir.
  • Alkol ve biradan uzak durulmalıdır.
  • Hastalık süresince aşırı baharatlı ve acılı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
  • Gün içerisinde yediklerimizi not alarak nelerin makat kaşıntısına sebep olduğunu bulabiliriz.
  • Makat bölgesi havalandırılmalı aşırı terlemekten uzak durulmalıdır.
  • Sentetik, naylon, likra tarzı iç çamaşırları hava almayı engelledikleri için makat bölgesinde kaşıntıya neden olabilirler.
 

Makat kaşıntısı için hangi ilaçlar kullanılmalıdır?

Kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanmak hem sağlığınıza hem de bütçenize zarar vereceği için sadece doktor ve eczacınızın tavsiyesi üzerine ilaç kullanmanızda fayda var.

makat kaşıntısı ilaçları

Doktor ve eczacınızın verdiği ilaçlar ile birlikte beslenmeye de dikkat edilerek 4-6 hafta içinde bu hastalıktan kurtulabilirsiniz.

Her insan kendi doktorudur, bu nedenle yukarıdaki tavsiyelerimize özellikle hijyen konusuna önem vermeniz ve yediklerinize dikkat etmeniz durumunda belki hiç ilaç dahi kullanmanıza gerek kalmadan bu rahatsızlıktan kurtulmanız mümkün.

Unutulmamalıdır ki kaşıntı diğer daha ciddi makat rahatsızlıklarının başlangıcı da olabilir. Bu nedenle ötelenmemeli ve mutlaka tekrarlayan rahtsızlık durumunda mutlaka bir doktora danışılmalı ve başka bir rahatsızlık oluşması durumunda erken teşhis konulmalıdır.

Hemoroid ile Karıştırılabilen Diğer Anal Bölge Rahatsızlıkları

Hemoroid ile karıştırılabilen diğer anal bölge rahatsızlıkları çok çeşitli olup bu yazımızda bunlara değineceğiz.  Hemoroid veya halk arasında bilinen adı ile basur rahatsızlığının prevalansı (görülme sıklığı) insanlığın gelişim süreçleri göz önüne alındığında, artan obezite, sedanter (hareketsiz) yaşam şekli ve gelişen teknoloji gibi etkiler ile hızla yükseliş göstermektedir.

Basur her ne kadar ağrılı ve zor bir durum olsa da toplum yapımızı düşündüğümüzde utanma ve anal muayeneden kaçınma oldukça yaygın olduğu için hekime gitmekten ve muayene olmaktan çekinilmekte, onun yerine doğal olduğu düşünülen geleneksel ev tedavileri tercih edilmektedir.

Fakat geleneksel tedavi yöntemlerinde akla gelmeyen ve atlanan büyük detay ise ‘’tanının tedaviyi şekillendireceği’’dir.

Hemoroid tanısının hekim tarafından koyulmadığı ve ezbere tedavilerin başlandığı durumlarda genellikle geleneksel tedavi yöntemleri ağrı acı gibi semptomları (belirtileri) yine de azaltmakta; fakat bölgedeki rahatsızlığın temel sebebi bilinmediği için zuhur etmiş olabilecek hayati hastalıkların tanılanma süreleri gecikmektedir.

Tıbbi kaynaklara göre kalın bağırsak ve anal bölgede oluşabilecek 100’den fazla hastalık bulunmaktadır ve bu hastalıkların genel belirtileri birbiri ile büyük benzerlik göstermektedir. Bu durum ise özellikle muayeneyi reddeden ve/veya geleneksel tedavi yöntemlerinden medet uman kesimde pek çok rahatsızlığın birbiri ile karıştırılması ve akabinde geç müdahale edilebilen hastalık durumlarına neden olmaktadır.

Makat bölgesinde ağrı, acı, kanama, kaşıntı, ödem, çıkıntı/ meme görülmesi halinde derhal doktora veya sağlık kuruluşuna danışmak sonrasında tıbbi ürün kullanmak gerekmektedir.

Doğru tedavi yöntemini seçebilmek adına öncelikle muayene edilme ve doğru teşhis konulması gerekmektedir.

Zira biraz evvel bahsettiğimiz gibi o bölgede belirtisi birbirine benzeyen yüzlerce hastalık bulunmaktadır.

Peki bu hastalıklar nelerdir?

Temel olarak bahsetmek gerekirse hemoroidal bölge ve anal bölgede görülebilecek hastalıklar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1- Perianal fistül

Perianal fistül

Kalın bağırsağın son kısmı anüs olarak adlandırılmaktadır.

Perianal Fistül ise anüsün iç duvarı ile vücudun deri yüzeyi arasında normalde olmayan kanalların oluşumudur. Bu kanal oluşumunun beraberinde genellikle apse de gözlenmektedir.

Bağırsak kanalı dışında ağızlaşma görülmesi oldukça ağrılı bir süreç olup apse oluşumu ise enfeksiyon riskini ve pek çok sağlık sorununu beraberinde getirmektedir.

2-Perianal Siğil

Perianal Siğil

Anal bölgede Basur memesi ile karıştırılabilen çıkıntıların göründüğü hastalıktır. Aslında siğil oluşumu temelli olan bu hastalığa HPV virüsünün neden olduğu bilinmektedir ve ağrı acı gibi semptomların olmadığı durumlarda dahi tedavisi gereklidir.

3-Anal Herpes

Anal bölgede Herpes Simplex virüsünün sebep olduğu bir enfeksiyondur. Genellikle cinsel temas ile bulaştığı bilinmektedir

4-Proctalgia Fugax

Anal bölgede ağrı anlamına gelmektedir, Ağrı kanaldaki kaslara ve pelvik tabanın aniden sıkışmasına bağlıdır.

Fakat sebebi net olarak bilinmemektedir.

5-Anal Stenozis

             

Anal Kanalda darlık olarak bilinen stenozis dışkı geçişinde zorluk oluşturabileceği için basur dahil pek çok hastalığa sebep olabilmektedir. Makat darlığında kanal neredeyse bütün elastikiyetini kaybetmektedir kaslardaki bu durum tuvalet esnasında zorluğa neden olup ağrılı bir süreçtir.

Özellikle anal fissür (makat çatlağı) hastalarında bu rahatsızlık daha çok görülmektedir. Ancak anal fissürden dolayı darlık değil; darlıktan dolayı anal fissür oluşumu gerçekleşmektedir. Ayrıca anal stenozisin en çok görüldüğü hastalar daha önce ameliyat olmuş hastalardır.

Bu yüzden eğer dışkılama sırasında ağrılı bir sürecimiz var ise ve kullanılan ürünlere rağmen rahatlama sağlanmıyor ise anal stenozis için hekime başvurulması gerekmektedir.

6-Anal Kanserler

Görülme sıklığı açısından nadir kanserler olarak bilinen Anal kanserler batı tarzı beslenmenin artışı ile çoğalmaya başlamış olan kanser türüdür. Genellikle 60 yaş üzeri bireylerde görülmekte ve ana sebebi olarak tüm hastaların %79 unda Human Papilloma Virüsü (HPV) gösterilmektedir. HPV doğası gereği kadınlarda erkeklerden çok daha fazla oranda görülmektedir.

7- Hemoroid

Anüs bölgesinde bulunan hemoroidal yastıkçıkların çeşitli etmenlerle tahriş olmasına ve bütünlüğünün bozulmasına bağlı gelişen hastalıktır.

Normalde her bireyde bulunan hemoraidal yastıkçıklar kabızlık, ağır kaldırma, hamilelik, uzun süreli ishaller gibi etmenler ile tahriş olmakta ve sürekli dışkılama ile bu tahribat iyileşmesi güç, ağrılı bir hastalığa

dönüşmektedir. Çalışmalara göre erişkin bireylerin %50 – 90 aralığının hayatlarında en az bir defa hemoraidal problem ile karşılaştığı tahmin edilmektedir.

Hemoroid sorunu olan kişilerde, sağlıklı kişilere oranla damarlar genişler, pıhtılar oluşur (tromboz), kas ve bağ dokularında sarkmalar meydana gelir. İçinde kan pıhtısı bulunan trombüs (hemoroid memesi) makat içinde veya dışında bulunabilir.

İçeride meme olan haller ‘’iç hemoroid’’ dışarıda meme olan haller ise ‘’dış hemoroid olarak adlandırılmaktadır. Her iki çeşit hemoroidin de tedavi edilse bile nüksedebilme ihtimali mevcuttur.

8- Anal fissür

Anal Fissür anüs bölgesinde kanama, ağrı, kaşıntı ile beraber gözlemlenen çatlak oluşumu olarak tanımlanmaktadır. Genelde dışkılama da zorlanma, ıkınma, kabızlık vb. ile oluşup yüzeysel olarak başlar ve kendiliğinden iyileşir. Fakat çatlağın derinleşip sfinkter kasına ulaştığı durumlarda hastalık kronikleşir .

(Hastalığın seyri 6 haftayı geçerse kronik anal fissür olarak adlandırılır)

Yukarıda sıralanan hastalıklar anal bölge hastalıklarının sadece birkaç örneğini teşkil edip verilere göre anal bölgede yüzden fazla ağrı, açı, kaşınma vb. benzer özellikleri gösteren hastalık mevcuttur.

En doğru tedaviyi edinebilmek ve olası ciddi rahatsızlıklardan kaçınmak için hekim kontrolünde hareket etmek ve hekim önerisi ile doğru ilaçların kullanımını harmanlamak gerekmektedir.

Unutmayın bilim ve araştırma insan sağlığı için gün geçtikçe gelişmektedir. Buna istinaden diğer yazılarımızda temel hatları ile kullanılan en son tedavi yöntemlerini ve yeni geliştirilen ilaç gruplarının incelenmesini bulabilirsiniz.

Not: Tüm yazılarımız bilgilendirme amaçlı olup öncelikli olarak kesinlikle doktor muayenesi önerilmektedir.

 

Anal seks yetişkinler arasında giderek daha popüler hale geliyor, ancak birçok kişi hala bununla ilişkili risklerden emin değil. İnsanların en sık sorduğu sorulardan biri “anal seks hemoroide neden olur mu?” Bu blog yazısında, anal seks ve hemoroid arasındaki bağlantıyı, hemoroid gelişme riskini nasıl azaltacağımızı ve zaten varsa ne yapacağımızı tartışacağız.

BÖLÜM 1: Anal Sekse GirişAnal seks, penisin, parmakların veya seks oyuncağını anüse sokmayı içeren bir tür cinsel aktivitedir. Popüler bir cinsel ifade biçimidir, ancak düzgün yapılmadığı takdirde riskli de olabilir. Anal sekse başlamadan önce, hemoroid geliştirme potansiyeli de dahil olmak üzere, bununla ilişkili riskleri anlamak önemlidir.

BÖLÜM 2: Hemoroidi Anlamak
Hemoroid, anüs içinde ve çevresinde bulunan şişmiş damarlardır. Dahili veya harici olabilirler ve kaşıntı, yanma, ağrı ve kanama gibi çeşitli semptomlara neden olabilirler. Hemoroidler yaygındır ve nüfusun %15’ini etkiler. Tuvalete ıkınmak, uzun süre oturmak veya ağır cisimler kaldırmaktan kaynaklanabilirler.

BÖLÜM 3: Anal Seks ve Hemoroid Arasındaki Bağlantı
Anal seks ve hemoroid arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamamıştır, ancak anal seks baskısının hemoroid alevlenme riskini artırabileceği düşünülmektedir. Bu, özellikle halihazırda var olan hemoroidleri olanlar için geçerlidir. Ek olarak, bazı kayganlaştırıcılar ve prezervatifler anusu tahriş edebilir ve hemoroit gelişme riskini artırabilir.

BÖLÜM 4: Hemoroidi Önlemek İçin Önleme İpuçları
Anal seks yapmayı düşünüyorsanız, hemoroid gelişme riskini azaltmak için atabileceğiniz birkaç adım vardır. Yağ bazlı kayganlaştırıcılar anüsü tahriş edebileceğinden, öncelikle su bazlı bir kayganlaştırıcı kullandığınızdan emin olun. İkincisi, tahriş riskini azaltmak için prezervatif kullanın. Üçüncüsü, anüs üzerindeki baskı miktarını azaltmak için anal seks sırasında molalar verin. Son olarak, zaten hemoroid semptomları yaşıyorsanız, tedavi edilene kadar anal seksten kaçınmak en iyisidir.

BÖLÜM 5: Hemoroid Tedavi Seçenekleri
Halihazırda hemoroid semptomları yaşıyorsanız, birkaç tedavi seçeneği mevcuttur. Reçetesiz satılan urunler semptomları azaltmaya yardımcı olabilir ve doktorunuz ayrıca daha ciddi vakalar için ilaçlar veya ameliyat önerebilir. Ek olarak, daha fazla su içmek ve lif alımını artırmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri hemoroid semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.

BÖLÜM 6: Hemoroid Riski Nasıl Azaltılır?
Hemoroid geliştirme riskinizi azaltmak istiyorsanız, atabileceğiniz birkaç adım vardır. İlk olarak, vücudunuzu nemli tutmak için bol su içtiğinizden emin olun. İkincisi, daha fazla meyve ve sebze yiyerek lif alımınızı artırın. Üçüncüsü, tuvalette ıkınmaktan veya ağır nesneleri kaldırmaktan kaçının. Son olarak, anal seks sırasında ara verdiğinizden ve su bazlı bir kayganlaştırıcı kullandığınızdan emin olun.

BÖLÜM 7: Hemoroidiniz Varsa Ne Yapmalısınız?
Halihazırda hemoroid semptomları yaşıyorsanız, semptomları azaltmak ve kötüleşmelerini önlemek için adımlar atmanız önemlidir. Öncelikle bol su içtiğinizden ve lif alımınızı artırdığınızdan emin olun. İkincisi, semptomları hafifletmek için reçetesiz satılan kremler veya fitiller kullanın. Üçüncüsü, faydalı olabilecek ilaçlar veya ameliyatlar hakkında doktorunuzla konuşun. Son olarak, anal seks gibi semptomlarınızı kötüleştirebilecek faaliyetlerde bulunmaktan kaçının.

BÖLÜM 8: Daha Güvenli Anal Seks Nasıl Yapılır?
Anal seks yapmayı planlıyorsanız, hemoroid gelişme riskini azaltmak için atabileceğiniz birkaç adım vardır. İlk olarak, su bazlı bir kayganlaştırıcı ve prezervatif kullandığınızdan emin olun. İkincisi, anal seks sırasında ara verin ve sık sık pozisyon değiştirin. Üçüncüsü, anüs üzerindeki baskı miktarını azaltmak için anal seks yapmadan önce tuvalete gittiğinizden emin olun. Son olarak, zaten hemoroid semptomları yaşıyorsanız, semptomlar tedavi edilene kadar anal seks yapmaktan kaçınmak en iyisidir.

BÖLÜM 9: Sonuç
Sonuç olarak, anal seks ile hemoroid arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamamıştır, ancak anal seks baskısının hemoroid alevlenme riskini artırabileceği düşünülmektedir. Anal seks yapmayı düşünüyorsanız, bununla ilişkili riskleri anlamak ve hemoroid gelişme riskini azaltmak için adımlar atmak önemlidir. Halihazırda hemoroid semptomları yaşıyorsanız, tedavi edilene kadar anal seksten kaçınmak en iyisidir. Bu önleme ipuçlarını takip ederek ve gerekli önlemleri alarak hemoroit geliştirme riskinizi azaltabilir, güvenli ve keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz.