ANAL FİSSÜR TEDAVİSİ

Anal fissür tedavisi yani halk arasında makat çatlağı tedavisi günden güne daha çok insanın bilgi almaya çalıştığı bir başlık olmaya başladı. Anal fissür yani makat çatlağı rahatsızlığı beslenme tarzına bağlı olarak ülkemizde ve tüm dünyada muazzam bir şekilde artış göstermektedir.

anal fissür tedavisi

Anal Fissür Nedir?

Anal fissür yani diğer ismiyle makat çatlağı hemoroid gibi çok sık görülen bir makat hastalığıdır. Hemoroid problemi gibi çok ağrılı sorunların başında gelmektedir.

Anal fissür, dışkılama sırasında oluşan yırtık yada kesik benzeri yaraya denir. Bu kesik tarzı yaralar zamanla kanamalarda görülmektedir. Bazı hastalarda anal fissür sorunun arkasında daha ciddi problemler yatabilir örneğin kornik kabızlık, fıtık,kalın bağırsak hastalıkları gibi önemli hastalıklar görülebilir.

Anal fissür tedavisinde diyet önerileri bitkisel yada kimyasal gliseril nitratlı kremler, sprey,  botox, sıcak banyolar cerrahi tedaviler kullanılır. Anal fissür rahatsızlığının akut yada kronik olmasına göre tedavi uygulanır. (Referans 1)

Anal fissür tedavisinde basit yöntemler

Anal fissür tedavisi yani makat çatlağı tedavisi için en temel düzenleme diyettir. Çünkü kabızlık hem anal fissür hem de hemoroid rahatsızlıklarının temel nedenidir. Beslenme önerileri olarak bol lifli posalı gıdalar tüketerek günde en az 2lt su tüketilmesi bunun yanında bol baharatlı yiyeceklerden uzak durulması ve acı tüketilmemesi önerilmektedir. Günlük ihtiyacınız olan lif miktarı ortalama 25gr civarındadır. (Referans 2)

Beslenme dışında ılık su banyoları tavsiye edilebilir. Günde bir iki kes 15 dk süreli ılık suda oturma banyosu ve 5-6 dk lık buz kompressinin beraber uygulanması çok tavsiye edilmektedir. Bu yöntem ile kand dolaşımı hızlanmakta ve sorunlu bölgenin iyileşme süreci hızlanmaktadır.

Anal fissür tedavisi, mutlaka uzman bir doktor tarafından bilgi alınarak uygulanmalıdır. Piyasada ameliyatsız olarak anal fissür’ü iyileştirmeye yönelik spreyler de mevcuttur.

anal fisür tedavisi

Anal fissür tedavisinde ameliyat tedavisi

Anal fissür yani makat çatlağı tedavisinde ameliyat çok sık uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. Ameliyat öncesi lavman uygulanabilir. Ameliyat genel anastezi (narkoz) veya belden uyuşturma ile gerçekleştirilir. Ameliyatta uygulanan tekniğe lateral internal sfinkterotomi denir. Bu teknikte amaç iç makat kasının doktor tarafından kesilmesidir. Fakat bu teknik bazı hastalarda çok etkili olmamaktadır. İç kasların kesilmesi hastada gaz ve dışkı kaçırma gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu gibi rahatsızlıklardan dolayı artık son dönemlerde botoks tedavisi uygulanmaktad ve tercih edilmektedir. Anal fissür‘ün lazer ile yakılması da çok sık tercih edilen tedavi yöntemidir.  Bunun yanında yaranın üzeri hastanın kendi dokusu ile de kaplama işlemi yani “mukozal flep” olarak bilinen teknikte son dönemlerde tercih edilmektedir.

BASURA İYİ GELEN YİYECEKLER NELERDİR?

Basura iyi gelen yiyecekler deyince aklımıza ilk gelen konu lif konusu olmaktadır. Sadece hemoroid yani basur tedavisi için değil aynı zamanda anal fissür tedavisi içinde beslenme çok önemlidir.

Lifli gıdalar nelerdir? Kaç çeşit lif türü vardır?

“Lifli yiyecekleri çok tüketin”

Bu, herkesin hemoroid hakkında yaptığı öneri ve en doğru öneri. Ama gerçek hayatta, markette ya da tabağınıza ne koyacağınıza karar verirken ne anlama geliyor? Acı veren basur sorununa yardımcı olabilecek belirli yiyeceklere ve bunları kendi öğünlerinize sokmanın yollarını sizin için araştırdık.

İki çeşit lif vardır çözülebilen lifler ve çözülemeyen lifler. Çözülebilen lifli gıdalar uda çözülürler örneğin suya karıştırdığımız yulaflara göz attığınızda yumuşadığını ve suda çözüldüğünü göreceksiniz. (Referans 1 )Birde çözülemeyen liflere örnek verecek olursak annemizin sürekli yedirmek istediği fakat pek iştah açıcı gelmeyen kerevizi ele alalım kerevizi suya bıraktığımızda öylece durur bir çözülme yaşamaz değil mi?

“Çözülebilen ve çözülemeyen olarak iki lif çeşidi vardır”

Birçok “yüksek lifli” yiyeceklerin her iki türü de vardır.

Günlük beslenmemizde 25-30gr ve daha fazlası lif almayı hedeflemelisiniz. Genel olarak aldığımız gıdaların üçte birinin çözünür olmasını isteriz ( daha fazlası ishal yapabilir) Çok fazla lif gaz ve şişkinliğe neden olabilir bu nedenle alışkın değilseniz bir anda diyetinize yüksek lifli yiyecekler eklemeyiniz. Ayrıca vücudunuzun bu lifi kullanmasına yardımcı olmak için  daha fazla sıvı içmeniz gerekir: her gün 8-10 büyük bardak (en az 2lt) su içmelisiniz.

Baklagiller ve Kuruyemişler

basura iyi gelen yiyecekler kuruyemişler

Baklagiller lif yönünden çok zengin gıdalardır. 1/2 bardak börülce, siyah fasülye ve fasülye yediğinizde günlük lif hedefinizin üçte birini karşılamış olacaksınız. Seçtiğiniz çeşide bağlı olarak 7 ile 10 gram arasında lif (hem çözünür hem çözünmez) olacaktır.

Yaklaşık 20 adey badem veya ceviz yaklaşık 3 gram lif içerir. Yada  1/2 fincan soya fasülyesi de aynı oranda lifi barındırır hem de yarısı kadar kalori alırsınız.

Acılı ve çorbalarda sadece et kullanmak yerine, fasulye ekleyin veya ikame edin. Salatalarda fasulye ve fındık da kullanabilirsiniz. Fasulye, mercimek ve bezelye için geleneksel zeytinyağlı tarifleri kullanmanız yeterlidir. Türk mutfağı bu konuda çok çeşitli tarifler sunarak işimizi kolaylaştırmaktadır.

Basura iyi gelen yiyecekler; Tahıllar

basura iyi gelen tahıllar

Makarna, pilav, ekmek ve krakerler yerine tam tahıllı unlar, karabuğday, taşta öğütülmüş iri taneli mısır unu veya çavdar kullanmalısınız. Pişmiş yulav ve arpa da çözünebilir lif kaynağıdır.

basura iyi gelen yiyecekler

Kahvaltıda beyaz ekmek yada simit yerine tam buğday ekmeği yada yulaf tüketmenizde fayda var. Ayrıca salatalarınıza ekleyeceğiniz bir tutam yulaf kepeği yada buğday tohumu yada chia tohumu günlük lif ihtiyacınızı karşılarken düşük kalori alımı gerçekleştirmiş olacaksınız.

Meyve ve sebzeler

basura iyi gelen meyveler sebzeler

Meyve ve sebze tüketimi basurla savaşta çok etkilidir. Elma, armut, erik, patatesi salatalık gibi ince kabuklu meyve ve sebzeleri kabuklarıyla tüketmeye özen gösteriniz çünkü kabuklarında çözünmeyen lifler barındırırlar bunun yanı sıra flavonoids bileşeni içerirler ve bu bileşikler hemoroid kanamalarını kontrol etmeye yardımcı olurlar.

Parlak renkli ürünler meyveler, üzümler, domatesler, lahanalar ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzeler genellikle flavonoidler bakımından zengindir. Ne kadar taze tüketirseniz o kadar çok verim alacaksınız. Yapraklarıyla ve kabuklarıyla tüketmeye özen gösterin eğer kaynatarak tüketmeyi düşünürseniz çok fazla pişirmekten kaçının.

Bir porsiyon meyve günlük lifinizin en az% 10’u, genellikle 3 ila 4 gram arası için iyidir. Bir bardak yapraklı yeşillik, brokoli, Brüksel lahanası, kış kabağı veya yeşil bezelye size 4-5 gram lif verecektir.

Patlıcan başlı başına bir basur ilacıdır içerdiği lif ve bileşenler sayesinde basurun temel nedeni olan kabızlıkla mücadelede çok iyi rol oynamaktadır. Daha önceki evde hemoroid tedavisi başlıklı yazımızda patlıcanı detaylı bir şekide inceledik

Bazı sebzeler ve meyvelerde lif ve çok fazla su bulunur. Salatalık, kereviz, hafif biber ve karpuzun %90’ı sudan oluşmaktadır.

PATLICAN SAPI KÜRÜ

Patlıcan sapı kürü ile basur tedavisi mümkün, özellikle sap kısmından hazırlanan kür hemoroid yani basur problemi üzerinde oldukça fayda sağlamaktadır.

batlıcan sapı kürü basur tedavisi

Halk arasında basur olarak bilinen hemoroid hastalığının doğal yollarla tedavi yöntemlerini sizler için araştırdık. Basur tedavisi zaman, çaba ve sabır isteyen bir süreçtir.
Hemoroid kremi deneylerinde kullanılan (referans) ve çok yaygın olarak bilinen patlıcan sapı kürü basur tedavisinde etkili olan en uygun tarifi sizler için araştırdık ve sizlerle paylaşıyoruz. Doğal tedavi yöntemlerine ilgiliyseniz evde basur tedavisi başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz.
Bu tarifi uygulamadan önce mutlaka bir doktoro görünüp gerçek rahatsızlığınızın hemoroid (basur) olup olmadığını teyit ettiriniz.
Unutulmamalıdır ki hemoroid belirtileri daha ciddi makat rahatsızlıklarının belirtileriyle benzerlik göstermektedir. Bu sinsi hastalığın teşhisi konulduktan sonra bu tarifi uygulayabilirsiniz.
 

Patlıcan sapı kürünün hazırlanışı

patlıcan sapı kürü tarifi

5 adet patlıcanın yeşil sap kısımlarını kesin ve güzelce yıkayın
5 bardak içme suyu

Uygun bir  tencerede 5 bardak su ile patlıcan saplarını yaklaşık 40 dakika kaynatın. Bu süre zarfında tencerenin kapağını açmamaya özen gösterin.

Bir süre soğumaya bıraktığınız patlıcan saplarını sudan çıkarınız.

Sabah ve akşam olmak üzerine günde 2 şer defa aç karnına bir bardak için. 5 gün boyunca bu kürü kullanabilirsiniz.

Herhangi bir yan etki görülmemesine karşı bir beslenme uzmanına da danışabilirsiniz.

Kür uygulanırken yenilmemesi gerekenler?

  • Acı
  • Turşu
  • Bulgur
  • Çilek
  • Karabiber
  • Domates
  • Sirke

Bunların dışında basura iyi gelen yiyeceklerden yeterli miktarlarda tüketmenizde fayda var.

KABIZLIK TEDAVİSİ

Kabızlık hemoroid ve anal fissür başta olmak üzere birçok makat rahatsızlığına neden olan en yaygın problemdir.

kabızlık tedavisi

Kabızlık Nedir?

Kabızlık, bağırsak hareketlerinin azalmasıyla oluşan boşaltım güçlüğü durumudur. Tüm dünyada çok sık görülen bir gastrointestinal problemlerin başında gelir.

Her insanın bağırsak hareketliliği farklılık gösterse de haftada 4 defadan daha az tuvalete çıkıldığında dışkı sert ve kuru görülmesi kabızlığın olduğunu göstermektedir.

Yaşam tarzı ve beslenme tarzına göre kabızlık durumu da geçici bir durumdur. (Referans)

Kabızlığın Semptomları (Belirtileri)

Çok sık tuvalete gitmemek ve bağırsak hareketlerine sahip olmamak kabızlık sorunu çektiğimiz anlamına gelmez. Ama son dönemlerde aşağıdaki belirtileri siz de yaşıyorsanız kabızlık sorunu çekiyorsunuz anlamına gelebilir.

Dışkı yaparken aşırı zorlanmak

Haftada en az 3 veya daha az tuvalete gitmek

Dışkının sertliği

Rektal olarak tıkanıklık hissi

Sürekli tuvalete gitme isteği

Dışkının rahatlıkla çıkmaması

Kabızlığın Ana Nedenleri Nelerdir?

  • Aşırı stres
  • Uzun süreli oturarak çalışmak
  • Tuvalet ihtiyacını erteleme
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Lifsiz besin yeme alışkanlıkları
  • Yetersiz su tüketimi
  • Şeker hastalığı
  • Spastik kolon rahatsızlığı
  • Gebelik
  • Hormonel değişiklikler
  • Vücuttaki tuz kaybı
  • Kemoterapi
  • Omurilik yaralanmaları
  • Felç
  • Kullanılan bazı ilaçlar
  • Hemoroid ve Anal fissür rahatsızlığı

Aynı zamanda kolon kanseri, divertikülit ve hemoroitler gibi diğer hastalıklarla da ilişkilendirilebilir. Kabızlıkla mücadele için çeşitli tedaviler ve kolay yöntemler vardır. Bunu yapmanın en etkili yollarından biri meyve yönünden zengin bir diyeti takip etmektir. Sindirim sistemini hızlandıran farklı besinler içerirler. Ve vücuda çok fazla çözünmeyen lif sağlarlar.

Tedavi Yöntemleri

Kabızlık problemiyle mücadele için hayat tarzınızda ve beslenmenizde yapacağınız ufak değişiklikler yeterli olacaktır. Fakat ileri seviyede ciddi rahatsızlık yaşayan hastalar medikal desteğe ihtiyaç duyabilirler.

Yaşam tarzı ve beslenmede yapmanızı önerdiğimiz değişiklikler;

Yüksek oranda lif içeren gıdalar tüketmeye özen göstermeniz

Hareketli bir yaşam için düzenli egzersiz ve spor yapmanız

Sıvı alımınızı artırın günde en az 2lt su içmeye özen gösteriniz

Tuvalette geçirdiğiniz vakti azaltın. Nasıl kütüphaneyi wc olarak kullanmıyorsak wc yi de kütüphane olarak kullanmamalıyız.

Tuvalet ihtiyacınız geldiğinde sakın ertelemeyin zamanında wc ye gitmeye özen gösterin

Müshil tarzı ilaçlar vücutta bağımlılık yaratabilirler bu nedenle sadece doktor tavsiyesi üzerine kullanılmalıdır.

İlerleyen durumlarda mutlaka doktora görünmelisiniz.

KABIZLIĞA İYİ GELEN YİYECEKLER

Posalı yani lifli gıdaların kabızlık sorunuyla mücadelede etkili olduğu bilinmektedir. Aşağıda listelediğimiz yiyecekler kabızlıkla mücadelede size büyük kolaylık sağlayacaktır.

Harward Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre,

Lif kaynağı yönünden zengin yiyecekler

Yiyecek İçerdiği lif oranı
Bezelye (pişmiş) 16.3
Siyah fasülye 15.0
Enginar (pişmiş) 10.3
Ahududu 8.0
Kepekli buğday 5.3
Yulaf 4.0
Kabuklu elma 4.4
Brussel lahanası 4.1
İncir (kuru) 1.6

(Referans)

Ispanak

Tam bir vitamin deposu olan ıspanak sindirim sistemini hızlandırıp hazmı kolaylaştırdığı gibi kabızlığı önleme de etkilidir.

Az pişirildiğinde yada çiğ olarak tüketildiğinde tam bir lif deposudur. Çiğ tüketmekten hoşlanmayanlar için haşlanmış ıspanak ile bal tüketimi kabızlıkla mücadele için etki bir tarif olacaktır.

Lahana

Diğer lif yönünden zengin olan sebzemiz lahanadır. Sindirim sistemini hızlandırır ve kabızlığı önler.

Haşlanmış lahana yapraklarının suyunu günde aç olarak 2-3 kez tüketmeniz kabızlık sorunundan kurtulmanıza yardımcı olacaktır. Tadından şikayetçi iseniz balla tatlandırabilirsiniz.

Elma

200gr elmada ortalama 7 gram lif kaynağı bulunmaktadır. Bu nedenle lif yönünden zengin elma tüketimi kabızlıkla mücadele için çok önemlidir.

Daha önceki basura iyi gelen yiyecekler yazımızda da bahsettiğimiz suda çözülebilen lif ve çözülemeyen lifler konusunda elma çok cömert bir meyvedir ve her iki tip lifi de içerisinde yeterince barındırır. Burada önemli olan konu elmanın kabuğu ile tüketilmesidir.

Erik

Potasum, magnezyum, fosfor, demir ve A,B,C grubu vitaminleri barındırmasından dolayı zengin içeriğe sahip olan erik kabızlık sorunu için imdadımıza yetişen bir meyvedir. Sindirim sistemini hızlandıran bir etkiye sahip olan erik aynı zamanda idrar söktürmeye yardımcı olur.

Taze olarak tüketebileceğiniz gibi komposto hazırlayarak kış boyu düzenli olarak tüketebilirsiniz.

Pırasa

Mide ve bağırsak sistemine olan faydasından dolayı önemle tüketilmesi tavsiye edilen pırasa da kabızlık için şifa kaynağıdır. Lif yönünden zengin içeriğe sahip olmasının yanında içerisinde bol vitamin, mineral ve çeşitli yararlı bileşenleri içermektedir.

Özellikle zeytinyağlı pırasa yemeği kabızlık sorununda ve bağırsak problemlerinde oldukça etkilidir. Kış aylarında sık sık tüketilmesi tavsiye edilmektedir.

Enginar

Yüksek lif oranı ve vitamin içeriği ile enginar da mutfağımızdan eksik etmememiz gereken bir yiyecektir. Zeytin yağlı enginar yemekleri hem lezzet hem de sağlık açısından kabızlık problemlerimiz için çok önemlidir.

İncir

Vücudumuzda oluşan toksitleri atma özelliğinin yanında bağırsak florasının yenilenmesi, kılcal kurtlardan kurtulma ve yüksek lif oranı sayesinde kabızlıkla mücadele konusunda oldukça başarılı olan incir’i bol bol tüketmeliyiz. Ülkemizde yetişen bu mucizevi meyveyi yaz aylarında taze kış aylarında kurutulmuş halde rahatlıkla bulabiliriz.

Kabızlık sorunu yaşayanlar için önerdiğimizi incir kürü adeta bir iksir gibi imdadınıza yetişmektedir. Fakat yüksek şeker oranından dolayı bu kürü şeker hastalarının kullanmasını tavsiye etmiyoruz.

3-4 adet kuru inciri akşamdan suya koyun ve sabah aç karnına yiyerek bağırsak faaliyetlerinizi hızlandırabilirsiniz. Aynı zamanda içerisinde beklettiğiniz suyu da içerseniz kabızlık sorununda iyi bir sonuç elde edersiniz.

Anal fistül ve Anal fissür birbirinden çok farklı iki rahatsızlık olsa da yazılış benzerliği nedeniyle makat hastaları tarafından çok sıklıkla karıştırılabilir. Anal fistül ve anal fissür farklılıkları nedir? Bu yazımızda bu farklılıklara ve tedavi yöntemlerine değineceğiz. Eğer sizde yada çevrenizde bu rahatsızlıklar varsa deneyimlerinizi ve tedavi tavsiyelerinizi yorumda diğer okuyucularla paylaşınız.

Anal Fistül Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Anal fistüllerde kendi kendine iyileşme gibi bir durum yoktur. Zaman kaybı durumu kötüleştirmekle birlikte o bölgenin çilt kanseri olma olasılığını artırmaktadır.

Anal fistül ve anal fissür farklılıkları

Anal fistülün tedavisi cerrahi müdehaledir. Antibiyotik tedavisi ancak destek amaçlı kullanılabilir fakat iyileştirici bir etki etmemektedir. Fistülün cerrahi tedavisinde içinde iltihap bulunan kanal açılır ve içeri si kazınır. Bu işlem sırasında anal sfinkterler de etkilenir. Bu etkinin ne kadar büyük olacağı operasyonu yapan cerrahın deneyimi ile ilgilidir.

Fistül tedavi edilmezse ne olur?

Fistül tedavi edilmezse yıllar içerisinde gelişir ve tedavi imkanı gittikçe zorlaşabilir. Fistüldeki iltihap süreci kansere davetiye çıkarabilir. Bölgenin sürekli iltihaplı ve akıntılı olmasından dolayı anüs civarında mantar gelişebilir ve kaşıntıya neden olur.

Anal Fistül Nedir?

Anal fistül, anal kanalın epitelize yüzeyi ile genellikle perianal deri arasındaki kronik anormal bir iletişimdir. Anal fistül, anal kanaldaki iç açıklığı ve anüs yakınındaki derideki dış açıklığı ile dar bir tünel olarak tanımlanabilir. Anal fistüller sıklıkla anal apse geçmişi olan kişilerde görülür. Anal apseler düzgün iyileşmediğinde oluşabilirler. (Referans 1, Referans 2)

Anal fistül sebepleri nelerdir?

Anal fistüller aşağıdaki semptomlarla ortaya çıkabilir: (referans3)

Akut ishal atağı, Yabancı cisim yada sert dışkılamanın yaptığı travmalar, İltihaplı anal fissürler, İltihaplanan anal hematomlar, Bağırsak  parazitleri, Makattaki kıl kurtları, Crohn hastalığı, Ülseratif kolit, Tüberküloz, Bağırsak mantarları, Kanserler, Karın içi alt bölge iltihapları, Ciddi genital enfeksiyonlar

Anal fistül belirtileri nelerdir?

  • Makatta ve çevresinde ağrı, şişkinlik
  • Makatta kaşıntı ve yanma
  • Oturmakta güçlük
  • Makatta kızarıklık
  • Makattan dolgunluk hissi
  • Makat çevresinde kötü kokulu ve ya kanlı akıntı
  • İç çamaşırda kirlenme akıntı
  • Ateşlenme
  • Ağrılı idrar yapmak
  • Kabızlık

Anal fistül nasıl teşhis edilir?

Makatta fistül tanısı büyük oranda muayene ile konur. Muayenede fistül dış deliği görülür, stile ile içeriye ne kadar gittiği kontrol edilir ve iç deliğinden stilenin çıkışı görülerek iç deliği tespit edilir. Bazı hastalarda ise bu muayene mümkün olmaz. Bu hastalar için kesin tanı Perianal MR ile konur. Gerekirse anal ultrasound veya tomografi yapılabilir.

Anal Fistül Tedavisi?

Anal fistülün tedavisi cerrahidir. Tedavide antibiyotiklerin yeri pek yoktur. Ağızdan ya da o bölgeye sürülerek uygulanan antibiyotik tedavisi ile iltihabın kurutulması, akıntının giderilmesi söz konusu değildir. Yine bu bölgeye tedavi amaçlı fitil, krem, pomad ve de krem uygulamasının bir anlamı bulunmamaktadır. 

Anal Fissür Nedir?

Büyük ölçüde kabızlığın neden olduğu makat hastalıklarından biri de Anal Fissür olup, daha anlaşılır bir tabirle belirtmek gerekirse halk arasında makat çatlağı olarak da bilinir.

Anal fissür nedir

Anal fissür (makat çatlağı) belirtileri nelerdir?

Anal fissür yani makat çatlağı sorunu yaşayan tüm bireylerde hastalığın belirtileri hemen hemen aynıdır. Fakat çatlağın boyutuna bağlı olarak hissedilen belirtilerin şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir. En yaygın belirtiler şu şekildedir:

Makatta Ağrı

Hastalar sıklıkla dışkılama sırasında meydana gelen yanma ya da yırtılma gibi bir his ve şiddetli ağrı tanımlarlar. Ağrı dışkılama sonrası dakikalar ya da saatlerce sürebilir. Ağrı; makat iç kasının (sfinkter kası) kasılmasına (spazm) bağlıdır. Hastalar çoğunlukla ağrı nedeniyle dışkılamadan kaçabilir ve dışkıyı geciktirmesine bağlı olarak dışkı daha da sertleşir ve buda yırtığın daha da derinleşmesine neden olur. Böylelikle, hasta bir kısır döngü halinde bu yakınmaları yaşar ve şikayetleri giderek daha belirgin hale gelir.

anal fisür tedavisi

Makatta Şişlik

Çatlağın dış kenarında şişme sonucu cilt kabartısı, tahrişi gelişebilir. Makat bölgesinin temizliği sırasında hasta tarafından fark edilir.

Makatta Kanama

Genellikle az miktarda parlak, kırmızı kanamadır ve hastaların yaklaşık % 70’inde tuvalet kağıdında ve dışkı üzerinde kan görülür. Ancak aynı yakınmalar hemoroid hastalığı ve kalın bağırsak kanserinde de olabildiği bilinmelidir.

Anal Fissür (Makat Çatlağı) Tedavi Yöntemleri

Anal fissür tedavi yöntemlerine diğer yazımızda ayrıntılı değinmiştik kısaca özetlemek gerekirse;

Anal fissür tedavisi cerrahi olabildiği gibi krem ve sprey ilaçlarla da tedavi sonuç verebilmektedir. Son zamanlarda kullacılar tarafından sıklıkla önerilen ve yorumlanan memethol bariyer sprey de anal fissür semptomlarının tedavisinden oldukça olumlu sonuçlar verebilmektedir. Eğer sizin ve çevrenizdekilerin de anal fissür rahatsızlığı bulunuyorsa deneyimlerinizi ve tedavi yöntemlerinizi yazımızın altındaki yorumlar kısmına paylaşarak diğer okuyucularımıza da yol gösterebilirsiniz.

Hemoroid ameliyatı ücretleri tamamen tedavinin tekniğine ve doktorun tanınma oranına ayrıca hastane politikasına göre değişiklik göstermektedir. Bu fiyatları belirleyen bazı faktörler bulunmaktadır. Ücretsiz tedavi arayan kişiler Devlet hastanelerine başvursa da daha özel tedavi ve bakım ihtiyacı duyan ve bu konuda daha da popüler hale gelmiş hastaneleri tercih etmektedirler. Fiyatlar hakkında daha fazla bilgi için okumaya devam ediniz.

Hemoroid Ameliyatı Ücretleri, Lazerle Ameliyatsız Hemoroid Tedavisi Ücretleri

Hemoroid yani basur için tüm tedavi yöntemlerini denediniz ama sonuç alamadınız mı? Sonunda ameliyat olmaya mı karar verdiniz? Ameliyata karar vermeden önce size iyi bir haberimiz var ameliyatsız hemoroid tedavisi artık mümkün. Ameliyata kararlı iseniz ve devlet hastanesi düşünmüyorsanız bir miktar para biriktirmeniz gerekmektedir. Öncelikle internetten yada tanıdıklar vasıtasıyla bu ameliyatı gerçekleştiren özel hastaneleri belirlemelisiniz.

Hemoroid Ameliyatı Ücretleri Neye Göre Değişiyor?

Hemoroid ameliyatlarının ücretleri ameliyatın yapılış tekniğine, ameliyata girecek doktor sayısına, tedavinin yapılacağı mekana göre değişmektedir. Hemoroid ameliyatı sonrası hastanede yatmanız gerekirse bu ücretlere de ister istemez yansımaktadır.

Ameliyatı gerçekleştiren doktorların bilinirlik ve popülerlik oranı da fiyatlara yansımaktadır. Sosyal medya ve internet bu konuda yazılı ve görsel medyada ki haberlerinde bu fiyatları artırdığını söyleyebiliriz. Malesef ülkemizde hemoroid yani basur ameliyatı için donanımlı doktor sayısının az olması ve beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklere paralel olarak talebin git gide artıyor olması bu tarz tedavilerin ücretlerini günden güne artırmaktadır.

Fiyatı etkileyen diğer bir faktörde hastanenin koşullarıdır. Ameliyat sırasında kaç personelin görev alacağı kaç doktorun görev alacağı ve ameliyat sonrası kalınacak oda tipi ve süresi fiyatı belirlemektedir.

Ameliyatı ciddi ciddi düşünüyorsanız mutlaka doktordan randevu alıp tüm ayrıntıları ve detayları yüz yüze görüşmelisiniz. Doktorların websiteleri üzerinden fiyat vermeleri yasak olduğu için en doğru rakamı yüz yüze görüşmede öğrenmeniz daha gerçekçi olacaktır.

Bazı hastaneleri bu konuda paket program uyguladığı ve sabit fiyat politikası ile reklam yaptığı bilinmektedir. Bu tarz fırsatları da değerlendirebilirsiniz.

İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Bursa gibi özel hastane sayılarının çok olduğu şehirlerde rekabete dayalı fiyatların da daha cazip olabileceğini unutmayınız.

Hemoroid Lazer Ameliyatı Ücretleri?

İstanbul, Bursa, Adana, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerde ve diğer birçok ilde bulunan özel hatanelerde lazer hemoroid ameliyatı olabilirsiniz. Lazerle ameliyat tedavisinin ücreti son artışlarla birlikte ortalama 1500tl ve üzerinde seyretmektedir. Malesef sosyal güvenlik kurumu lazer tedavisini karşılamıyor bu nedenle devlet hastanelerinde lazer tedavisi yapılmamaktadır.

Ameliyat Çözüm Mü?

Burada hemoroid ameliyat ücretleri konusundan daha önemli ayrıntı şu ki ameliyat kesin çözüm mü? Yapılan araştırmalarda gerek cerrahi gerek lazer ameliyatı olan hastaların bir çoğu beslenme alışkanlıklarından dolayı kabızlığın önüne geçemedikleri için hemoroid ve anal fissür gibi rahasızlıkların tekrarladığı görülmüştür. Ameliyata 10bin tl verdim bir yıl sonra tekrar hemoroid oldum gibi cümleleri çok sık duyar olduk. Bu nedenle hangi tedaviyi uygularsanız uygulayın bu gibi hastalıkların temel nedeni olan beslenme alışkanlığı ve tuvalet alışkanlığının önemini iyi kavramış olmalısınız.

Ameliyatsız Hemoroid Tedavisi Mümkün Mü?

Ameliyatsız hemoroid tedavisi mümkün. Bu konudaki ayrıntılı bilgilere diğer yazılarımızdan ulaşabilirsiniz. Evde uygulayabileceğiniz tedavi yöntemleri olduğu gibi ayrıca populer ilaçlardan yardım alabilirsiniz. Bu konuda deneyimi olan diğer kullanıcıların yorum ve görüşleri de çok değerlidir.

Bu konudaki tecrübelerinizi diğer okuyucularımızla paylaşmanızı rica ediyoruz. Siz de ameliyat düşünüyor musunuz? Ameliyat oldunuz mu? Ne kadar ücret harcadınız? Tekrar hastalığa yakalandınız mı?

Hemoroid Hastalığı İçin Kullanılan İlaçlar

Hemoroid hastalığı için kullanılan ilaçlar hakkında bilgi vermek adına derinlemesine inceleme yaptık. Hemoroid veya halk dilinde bilinen adı ile basur hastalığı son derece ağrılı bir süreç olduğu için sektörde semptomları azaltmaya yönelik ve/veya tedavi amaçlı kullanılan pek çok ürün bulunmaktadır.

Bu ürünlerin içeriklerine hakim olmak, onaylarını ve sertifikalarını bilmek ve doğru kullanımlarını sağlamak adına; bu yazıda hemoroid için kullanılmakta olan ürünler incelenmiştir.

Bu ürünleri kullanım güvenliği açısından ele alacak olursak onay mercileri büyük önem arz etmektedir. Piyasaya sürülecek ürünler için onay verme yetkisine sahip iki kuruluş

bulunmaktadır; bunlardan birincisi Sağlık Bakanlığı diğeri ise Tarım ve Orman Bakanlığıdır.

Bir ürün için tarım bakanlığından onay almak gerektiğinde; sağlık bakanlığı onayındaki gibi detaylı teknik dosyalar gerekmemekte, ürünün performansını gösterecek hiçbir bilimsel çalışma ve analiz talep edilmemektedir.

Bunun yanı sıra Tarım Bakanlığı’nın yaygın saha denetimi olmadığı için, onayı alınmış ürün üretilirken kalite kontrol analizleri yapılmamaktadır. Böylece piyasaya sürülen ürünlerin içeriği, hangi maddenin ne miktarda koyulduğu tamamen üreticinin kendi inisiyatifindedir.

Sağlık bakanlığı da ise; kullanım şekli, ürünlerin yapısı ve içeriklerine göre ‘ilaç’ veya ‘tıbbı cihaz’ adı altında onaylama işlemi gerçekleştirmekte ve üretimin tüm süreçleri denetlenmektedir.

Özellikle ilaç vb. kullanım alanlarında Tarım Bakanlığı onaylı olan ürünler yerine her zaman Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlerin kullanımına dikkat edilmelidir.

Genel olarak hekimlerin veya eczacıların önerileri ürün seçerken büyük önem arz etmektedir.

Yine de bireysel olarak ürün seçimi yapılması gereken durumlarda; ürünlerin doğru kullanım şekillerini, etki mekanizmalarını, yan etkilerini, onaylarını, cilde dost olup olmadığını ve başarı oranlarını bilmek hastalar için büyük bir avantaj olacaktır.

Hemoroid hastalığı için kullanılan ilaçlar kullanım şekillerine göre 4 temel grupta incelenebilmektedir. İlk grup olarak hap formunda olan ürünler, ikinci grup olarak krem şeklinde olan ürünler, üçüncü grupta supozituvar (fitil) şeklinde olan ürünler ve son olarak daha yeni bir tedavi şekli olan sprey şeklinde olan ürünler bulunmaktadır.

Ürünler aşağıda hem formlarına hem izin belgelerine hem de etki fayda mekanizmalarına göre açıklanmıştır. Açıklamalar bilgi amaçlı olup genel olarak ürünlerin prospektüslerinden, içerik analizlerinden ve kendi web sitelerinden derlenmiştir fakat kullanım öncesi kati suretle hekim ve eczacınıza danışmanız önerilmektedir.

daflon

1- Daflon

Diosmin ve Hesperidin (damar yapısı koruyucu- iyileştirici içerikler) etken madde olarak bulunan tablet formunda ilaçtır.

Oral yoldan yeteri kadar sıvı ile kullanılan tabletler ayrıca alt ekstremitelerde, venöz tonüs yetmezliği üzerinde (varis hastalarında) de kullanılmaktadır.

Ürün kullanma talimatında hemoroid krizlerinde ilk 4 gün boyunca günde 6 adet kullanımı önerilmekte, sonraki 3 günde ise günde 4 adet kullanım önerilmektedir. Özellikle ilk günlerdeki kullanımının sıklığı hastalar tarafından olumsuz yön olarak paylaşılmaktadır.

Hemoroide toplardamar problemi gibi yaklaşan bir ürün olduğu için kullanımda genellikle damar yapısı iyileştirmeye bağlı olarak ağrı acı gibi hastalık yakınmalarının azalması gözlenmekte; fakat diğer hemoroid yakınmaları olan kaşıntı meme oluşumu gibi belirtilerde tamamen iyileşme gözlememektedir. Tedavi edici değil semptom veya ağrı giderme odaklı bir ürün olduğu için kullanım bırakıldıktan sonra hastalığın tekrarlama ihtimali bulunabilmektedir.

Saklama koşulu olarak 30 derecenin altında oda sıcaklığı önerilmektedir.

vendios

2- Vendios

Diosmin etken maddeli toplardamar koruyucu ve alt extremite toplar damarları problemleri üzerine etkili üründür. Aslında hemoroide toplardamar problemi gibi yaklaşmakta mikrobiyal temelli kaşıntı vb. etmenlerle baş etmek için herhangi bir madde içermemekte damar yapısı iyileştirerek ağrıda dolaylı bir azalma beklemektedir.

Hemoroid hastalarında yemekle beraber günde 2-3 tablet alınabilir. (ağrı seviyesine göre) Etken maddelerden herhangi birine karşı alerji mevcut olan bireylerde kullanımı önerilmez.

Prospektüse göre tedavinin kısa süreli (15 günden az) olması gerekmektedir aksi halde tedavi gözden geçirilmelidir.

Hamilelikte ve emzirme döneminde kullanım için yeterli miktarda çalışma olmadığı için kullanımı önerilmez.

hemoclin

3-Hemoclin

Aloe Barbadensis ( aleo vere türü bir bitki) ‘nin kimyasal özütünü etken madde olarak kullanan jel ve sprey formu olan bir hemoroid ürünüdür.

Üreticinin anlatımına göre bu içerik bakteriyel hücre duvarına bağlanarak bakterilerin rektum ve anal kanala geçişini, yerleşmesini engellemeye yardımcı olmaktadır.

Böylece hemoroid ,anal fissür ve anal rahatsızlıkların kaşıntı benzeri yakınmalarını azaltıp doğal iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olmaktadır.

Dolayısı ile kesin tedavi odaklı olmayıp yakınma ve huzursuzluk giderici bir ilaçtır.

Hastalara dış hemoroidlerde sprey formunun kullanılması önerilirken iç hemoroid var ise jel formunun tercih edilmesi gerektiği belirtilmektedir. (makat içine zerk edilmek suretiyle) İç ve Dış Hemoroidlerin birlikte olduğu anal şikayetlerde ise makat içi jel ve sprey formalarının beraber kullanılması önerilmektedir.

Üretici firma kullanım talimatı olarak; ürünü iki hafta boyunca veya istenen rahatlama sağlanıncaya kadar günde en az iki kez kullanımını önermektedir. Düzenli ve sık uygulamaların ise etkiyi artıracağını belirtmişlerdir.

(Aslında bu söylem şekli doz kontrolü ilkelerine aykırı olup akıl karışıklığı yaratsa da bilgiler kullanım kılavuzu baz alınarak olduğu hali ile aktarılmaktadır.)

deloproct

4- Doloproct Krem

Etken maddesi Fluokortolon Pivalat ve Lidokain Hidroklorür’ olan beyaz renkli opak bir hemoroid kremidir.

Lidokain bir lokal anestezik olup ağrı ve acıyı azaltmayı temel mekanizma olarak edindiği için üretici tarafından hemoroid, anal fissür ve anüs iltihap tedavilerinde de kullanılabileceği belirtilmektedir.

Fakat tüm lokal anesteziklerde olduğu gibi bu içerikte de kullanım ile tolerans gelişmesi söz konusu olabilecektir, bu sebeple kullanımında 2 haftadan uzun süreler önerilmemektedir.

Fluokortolon Pivalat da aynı kortizon gibi kortikosteroid türevi bir hormondur. Hormon türevi ilaçların hemoroidde ve diğer hastalıklarda kullanımı ise zararları göz önüne alınarak öncelikli önerilen bir metod değildir. Kar zarar analizi yapıldıktan sonra kullanımına karar verilmelidir.

Genel olarak kremin sabah ve akşam günde 2 defa kullanımı önerilmektedir. 1 bezelye büyüklüğünde kremin elle makat bölgesine sürülmesi, iç hemoroidde ise makat içine (elle veya aplikatör ile) uygulanması önerilmektedir.

Kullanım önerilerinde: geniş deri yüzeylerinde ve kapalı pansuman ile kullanımından kaçınmayı öğütleyen üründe, bu şekilde hatalı kullanımda kalp ritim bozukluklarınefes alma zorluğu hatta koma durumu oluşabileceğini belirtmektedir.

Yine kalp ilaçları ile kullanımda doz açısından dikkatli olunması öğütlenmektedir.

(Doloproct 10 Supozituvar formu da mevcuttur)

kortos

5-Kortos 10 Supozituvar (Kortos Fitil)

Etken maddesi Hidrokortizon Asetat ve Polidokanol olan supozituvar ve krem şeklindeki hemoroid ürünüdür.

Makat bölgesinde oluşan hemoroid rahatsızlığının, anal fissürün (çatlak) kaşıntının ve egzamanın tedavisinde ve ayrıca iltihabın tedavisinde kullanıldığı belirtilmektedir.

Doktor tarafından aksi belirtilmedikçe günde 1 veya 2 fitil uygulama yeterlidir.

Kullanım önerisi olarak; dışkılama sonrası fitil makata konulup bir miktar pamukla kapatılması ve bir süre sırt üstü uzanılması tavsiye edilir. Hatta hekim gerekli gördüğü durumlarda laksatif (dışkılamayı kolaylaştıran ilaçlar) ile beraber kullanım önerebilir.

Alerji durumlarında kullanımı bırakıp hekime danışmak gerektiği belirtilmektedir.

Etken maddelerden hidrokortizon asetat bir kortizon türevi olduğu için kullanımında oldukça dikkatli davranmak ve kortizon yan etkilerini an aza indirmek için kar zarar analizini gözeterek hekim ve prospektüs önerilerini dikkate almak gerekmektedir.

Karaciğer ve böbrekle ilgili problemi olan bireylerin ürünü kullanmaması gerekmektedir.

(Kortos Krem formu da mevcuttur)

procto-glyvenol

6- Proctoglyvenol Supozituvar (Fitil)

Etken maddesi Lidokain ve Tribenosid olan supozituvar ve krem şeklinde olan hemoroid ilacıdır.

Dış ve iç hemoroidlerde ağrı, kaşıntı ve iltihap giderici ürün olarak kullanılmaktadır.

Etken maddelerinden Lidokain lokal anestezik etkili bir madde olduğu için ağrıyı geçici olarak gidermektedir ve tüm anesteziklerde olduğu gibi kullanımında ve dozunda dikkatli olunmalıdır.

Alerji durumlarında ve karaciğer rahatsızlıklarında kullanımı önerilmemektedir.

Doktor tarafından aksi önerilmedikçe sabah 1 akşam 1 supozatuvar olmak üzere 2 adet kullanılması gerekmektedir.

Prospektüsüne göre geniş deri yüzeylerine ve bilhassa da oklüzyon (tıkanıklık) olduğunda kullanımı kalp ritim bozukluklarına, nefes alma zorluğuna ,ve hatta komaya neden olabilmektedir.

(Proctoglyvenol Krem formu da mevcuttur)

proctolog

7- Proctolog Krem – Recbutin Krem

Etken maddesi Ruscotenin ve Trimebutin olan ağrı, kaşıntı, şişkinlik gibi hemoroid ve çatlak semptomları rahatlatıcı ürünlerdir.

(Etken maddeleri, etki mekanizmaları aynı olup birbiri muadili yerine geçtikleri için bir başlık altında incelenmiş ve özetlenmişlerdir.)

Lokal anestezik içeren ürün rahatlatma kısmını bu sayede sağlamakta, fakat bu içerik hususunda kullanım süreleri ve miktar olarak dikkatli olmak gerekmektedir.

Yardımcı etken maddelerinin alerjik reaksiyona sebep olabileceği ve bu maddelere karşı alerjik olan bünyelerin dikkatli kullanması gerektiği belirtilmiştir.

Setostearil alkol içerdiği için bölgesel deri reaksiyonlarına neden olabilmektedir. Propilen glikol içeriği ile ise deri reaksiyonlarına neden olabileceği belirtilmektedir.

Doktor tarafından aksi önerilmediği sürece krem formu günde bir veya iki defa makat bölgesine uygulanır. (Suprozituvar formu ise makat bölgesi içine yerleştirilir.) Böbrek karaciğer yetmezliği olan bireylerde 65 yaş üzerinde ve 18 yaş altında yeterli veri olmadığı için kullanımında dikkatli olunması önerilmektedir.

Proctolog Suprozituvar formu da mevcuttur.

ultraproct

8-Ultraproct Pomad

Etken maddesi Fluokortolon Kaproat, Fluokortolon Pivalat ve Sinkokain HCL içeren hemoroid, ağrılı çatlak(fissür) ve anüs iltihabı semptomları hafifletici üründür.

İltihab önleyici ve lokal anestezik etki gösteren bir ilaçtır. Lokal kortikosterod (kortizol) içeriği nedeniyle cushing sendromu, hiperglisemi, glikozüri gibi problemler görülme riski mevcuttur.

Doktor tarafından aksi belirtilmedikçe genellikle günde iki defa uygulanır. İlk günlerde ise günde 4 defaya kadar çıkılabilmektedir. Dışkılama sonrası uygulama önerilmektedir. Dış

hemoroid var ise kalın bir tabaka halinde sürülmesi, iç hemoroid var ise parmak yardımı ile iç kısma sürülmesi önerilmektedir. Yangı azaldığı durumlarda parmakla uygulama yerine iç kısım için kutuda bulunan kanül tüp kullanılabilir.

Yine prospektüs kaynaklı bilgilere göre tedavi süresinin kesinlikle 4 haftayı geçmesi önerilmez.

Kadınlarda gebelik veya süt verme döneminde uzun süre kullanımda yeni doğanda yan etkiler oluşması mümkündür.

(Ultraproct Supozituvar formu da mevcuttur)

rectoderm

9-Anarecta – Rectoderm

Etken maddesi Gliseril Trinitrat olan beyaz renkli hemoroid merhemidir. İki ürün de tamamen aynı etken madde ve içeriklere sahip olup farklı firma temelli olsalar da, marka gözetmeksizin etken madde temelinde beraber incelenmiştir.

Makat bölgesinde kaşıntı ağrı veya kanamaya neden olan küçük yırtıkların iyileştirilmesinde kullanılır.

Uygulanan bölgede kan akış hızının artırması ve ağrının azalması ile çatlak iyileşme sürecini desteklemektedir.

Fakat düşük kan basıncı olan bieylerde, kalp damar rahatsızlığı olan bireylerde, kafa travması benzeri yüksek basınç içerebilen durumlarda, anemide, etken maddelerden herhangi birine allerjisi olan bireylerde ve 18 yaş altındakullanımı önerilmemektedir.

Gebe kadınların ve emziren annelerin de kullanımı önerilmemektedir.

Ayrıca ürün alkol ile beraber alındığında dikkatli olunması gerektiği de yine prospektüsünde belirtilmektedir.

Yardımcı maddelerinden propilen glikol cillte irritasyona, lanolin ise lokal deri reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

Doktor tarafından aksi belirtilmediği sürece günde 2 defa kullanımı önerilmektedir. Tedavi süreci 8 haftaya kadar sürdürülebilir.

hemoroid ilacı

10- Memethol Bariyer Sprey

Hemoroid hastalığı için kullanılan ilaçlar

Etken maddesi 2 izopropil 5 metilsiklohexanol ve 1,2 propandiol olan hemoroid ve anal fissür tedavi edici spreydir.

Ürün Ar-Ge si ve üretimi ile kalite kontrolleri Hacettepe Üniversitesinde sanayi iş birliği ile gerçekleştirilmekte ve üniversite ürünü pazarlaması işbirliği içerisinde oldukları ilaç firması ile çalışmaktadır.

Hemoroid hastalarında ağrı, acı, kaşıntı, kanama ve meme problemini tedavi edici bir üründür.

Anal fissür için de yine ağrı, acı, kaşıntı ve kanama yakınmaların tedavisinde kullanılmaktadır.

Lokal anestezik türevleri içermeden yenilikçi bir tedavi kullanmakta olan ürünün üreticisi tarafından %96 lık bir başarısı olduğu belirtilmektedir.

Doktor tarafından aksi önerilmedikçe 1 ve 2. evre hemoroid hastalarında 1 kutu kullanım tedavi için yeterli olup 3. Ve 4. Evre hemoroid hastalarında ve anal fissür (çatlak) de 2 kutu ürün kullanımı önerilmektedir. Ürünün kullanımında günde 1 defa 8 sprey olarak dışarıdan uygulanması önerilmektedir.

Paraben, kortizon benzeri hormon türevleri içermemektedir. Bu sebeple güvenli kullanım açısından ve ayrıca cilde dost olma açısından onaylanmıştır.

Ancak yeterli çalışma olmadığı için hamilelerde, 15 yaş altı çocuklarda ve emziren annelerde kullanımı doktor inisiyafindedir.

 

Anal seks yetişkinler arasında giderek daha popüler hale geliyor, ancak birçok kişi hala bununla ilişkili risklerden emin değil. İnsanların en sık sorduğu sorulardan biri “anal seks hemoroide neden olur mu?” Bu blog yazısında, anal seks ve hemoroid arasındaki bağlantıyı, hemoroid gelişme riskini nasıl azaltacağımızı ve zaten varsa ne yapacağımızı tartışacağız.

BÖLÜM 1: Anal Sekse GirişAnal seks, penisin, parmakların veya seks oyuncağını anüse sokmayı içeren bir tür cinsel aktivitedir. Popüler bir cinsel ifade biçimidir, ancak düzgün yapılmadığı takdirde riskli de olabilir. Anal sekse başlamadan önce, hemoroid geliştirme potansiyeli de dahil olmak üzere, bununla ilişkili riskleri anlamak önemlidir.

BÖLÜM 2: Hemoroidi Anlamak
Hemoroid, anüs içinde ve çevresinde bulunan şişmiş damarlardır. Dahili veya harici olabilirler ve kaşıntı, yanma, ağrı ve kanama gibi çeşitli semptomlara neden olabilirler. Hemoroidler yaygındır ve nüfusun %15’ini etkiler. Tuvalete ıkınmak, uzun süre oturmak veya ağır cisimler kaldırmaktan kaynaklanabilirler.

BÖLÜM 3: Anal Seks ve Hemoroid Arasındaki Bağlantı
Anal seks ve hemoroid arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamamıştır, ancak anal seks baskısının hemoroid alevlenme riskini artırabileceği düşünülmektedir. Bu, özellikle halihazırda var olan hemoroidleri olanlar için geçerlidir. Ek olarak, bazı kayganlaştırıcılar ve prezervatifler anusu tahriş edebilir ve hemoroit gelişme riskini artırabilir.

BÖLÜM 4: Hemoroidi Önlemek İçin Önleme İpuçları
Anal seks yapmayı düşünüyorsanız, hemoroid gelişme riskini azaltmak için atabileceğiniz birkaç adım vardır. Yağ bazlı kayganlaştırıcılar anüsü tahriş edebileceğinden, öncelikle su bazlı bir kayganlaştırıcı kullandığınızdan emin olun. İkincisi, tahriş riskini azaltmak için prezervatif kullanın. Üçüncüsü, anüs üzerindeki baskı miktarını azaltmak için anal seks sırasında molalar verin. Son olarak, zaten hemoroid semptomları yaşıyorsanız, tedavi edilene kadar anal seksten kaçınmak en iyisidir.

BÖLÜM 5: Hemoroid Tedavi Seçenekleri
Halihazırda hemoroid semptomları yaşıyorsanız, birkaç tedavi seçeneği mevcuttur. Reçetesiz satılan urunler semptomları azaltmaya yardımcı olabilir ve doktorunuz ayrıca daha ciddi vakalar için ilaçlar veya ameliyat önerebilir. Ek olarak, daha fazla su içmek ve lif alımını artırmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri hemoroid semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.

BÖLÜM 6: Hemoroid Riski Nasıl Azaltılır?
Hemoroid geliştirme riskinizi azaltmak istiyorsanız, atabileceğiniz birkaç adım vardır. İlk olarak, vücudunuzu nemli tutmak için bol su içtiğinizden emin olun. İkincisi, daha fazla meyve ve sebze yiyerek lif alımınızı artırın. Üçüncüsü, tuvalette ıkınmaktan veya ağır nesneleri kaldırmaktan kaçının. Son olarak, anal seks sırasında ara verdiğinizden ve su bazlı bir kayganlaştırıcı kullandığınızdan emin olun.

BÖLÜM 7: Hemoroidiniz Varsa Ne Yapmalısınız?
Halihazırda hemoroid semptomları yaşıyorsanız, semptomları azaltmak ve kötüleşmelerini önlemek için adımlar atmanız önemlidir. Öncelikle bol su içtiğinizden ve lif alımınızı artırdığınızdan emin olun. İkincisi, semptomları hafifletmek için reçetesiz satılan kremler veya fitiller kullanın. Üçüncüsü, faydalı olabilecek ilaçlar veya ameliyatlar hakkında doktorunuzla konuşun. Son olarak, anal seks gibi semptomlarınızı kötüleştirebilecek faaliyetlerde bulunmaktan kaçının.

BÖLÜM 8: Daha Güvenli Anal Seks Nasıl Yapılır?
Anal seks yapmayı planlıyorsanız, hemoroid gelişme riskini azaltmak için atabileceğiniz birkaç adım vardır. İlk olarak, su bazlı bir kayganlaştırıcı ve prezervatif kullandığınızdan emin olun. İkincisi, anal seks sırasında ara verin ve sık sık pozisyon değiştirin. Üçüncüsü, anüs üzerindeki baskı miktarını azaltmak için anal seks yapmadan önce tuvalete gittiğinizden emin olun. Son olarak, zaten hemoroid semptomları yaşıyorsanız, semptomlar tedavi edilene kadar anal seks yapmaktan kaçınmak en iyisidir.

BÖLÜM 9: Sonuç
Sonuç olarak, anal seks ile hemoroid arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamamıştır, ancak anal seks baskısının hemoroid alevlenme riskini artırabileceği düşünülmektedir. Anal seks yapmayı düşünüyorsanız, bununla ilişkili riskleri anlamak ve hemoroid gelişme riskini azaltmak için adımlar atmak önemlidir. Halihazırda hemoroid semptomları yaşıyorsanız, tedavi edilene kadar anal seksten kaçınmak en iyisidir. Bu önleme ipuçlarını takip ederek ve gerekli önlemleri alarak hemoroit geliştirme riskinizi azaltabilir, güvenli ve keyifli bir deneyim yaşayabilirsiniz.